“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2014
NUMARASI : 2013/284-2014/598

Taraflar arasında görülen davada …..Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/10/2014 tarih ve 2013/284-2014/598 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08/12/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. S… U.. A… ile davalı vekili Av. M.. T… dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin 2006 yılından bu yana matbaacılık ve yayıncılık konusunda faaliyet gösteren tanınmış bir şirket olduğunu ve internet üzerinden satış yapmak amacıyla girişimlerde bulunduğunu, davalının internet sitesinde gerçek dışı ve yanıltıcı beyanlarda bulunmak suretiyle haksız rekabet yaptığını ileri sürerek, davalının haksız rekabetinin tespitini, men’ini ve haksız rekabet sonucu ortaya çıkan durumun kaldırılmasını, 50.000 TL. maddi 20.000 TL. manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, dosyaya sunulan delillere dayanılarak, davacı vekilinin 22/10/2014 tarihli oturumda, müvekkilinin “www.m……com.tr” alan adının TPE’de marka olarak tescilli olduğunu, davalı tarafın kendi sitesinde müvekkilinin tescilli markasının geçmesi ve birden çok kez tedarik fiyatının altına ürün satarak, kendi internet sitelerinde gerçeğe aykırı ve yanıltıcı beyanda bulunması suretiyle haksız rekabet yaptığını, davalı vekilinin de aynı oturumda, davanın dayanağının marka olduğunu bildirdiği, davanın dayanağının TPE’de davacı adına tescilli marka olduğu, görev hususunun dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında resen nazara alınacağı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1- Dava, 6102 sayılı TTK’ya dayalı haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece davacının TPE’de tescilli marka hakkına dayandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.


Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde, davalıya husumet yöneltilmesinin nedeni olarak gösterilen fiiller üç ana başlıkta toplanmaktadır. Birincisi davalının internet sitesinde Türkiye’nin ilk ve tek online markası olduğunu, 5.000 m2’lik üretim alanında 69 kişilik ekiple hizmet verdiğini söylemesi gibi gerçek dışı ve yanıltıcı beyanlarda bulunmak nedeniyle 6102 sayılı TTK’nın 55/a-2. bendinin ihlali, ikincisi bazı malların tedarik fiyatının altında satılması suretiyle aynı Yasa’nın 55/a-6. bendinin ihlali, üçüncüsü ise davalının internet sitesinde davacıya ait internet alan adının kullanılması nedeniyle davacıyı arayan müşterilerin önce davalıya ulaşmaları, davalının internet sitesinin ise bilgi paylaşımına yönelik ve satış yapılmayan bir site olması nedeniyle bu isimle satış yapılmadığını düşünen müşterilerin, davacıya ait internet sitesine de ulaşmaktan vazgeçmesi dolayısıyla 6102 sayılı TTK’nın 55/a-4. bendinde düzenlenen, başkalarının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak suretiyle haksız rekabet fiilidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesinin sebebi de bu son iddiada bahsi geçen internet alan adının, aynı zamanda davacı adına marka olarak tescilli “matbaaloji.com” ibaresinden oluşmasıdır.


Oysa davacı vekilince 22.10.2014 tarihli oturumda anılan ibarenin müvekkili adına marka olarak tescilli olduğunu bildirilmişse de, 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca tescilli markadan kaynaklanan öncelik ya da üstünlük haklarına dayanmamış, tüm iddialarını 6102 sayılı TTK’nın 54 vd. maddelerinde düzenlenen haksız rekabet hükümlerine dayandırmıştır. Kaldı ki aynı eylemle birden fazla yasa ile korunmakta olan hakların ihlali iddiasının varlığı halinde, kural olarak hakların yarışması hali söz konusu olmayıp, hakların yığılması durumu mevcuttur. Hak sahibinin bu halde koruma talebi bakımından seçimlik hakkı bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta da davacı taraf davasını, TTK’da düzenlenen haksız rekabetin önlenmesi yönünde kullandığından, davaya bakma görevi ticaret mahkemesine aittir.


Bu durum karşısında mahkemece, davacının marka hakkına dayanmadığı, 6102 sayılı TTK’da düzenlenen haksız rekabet hükümlerine dayandığı gözetilerek, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.


2- Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesi uyarınca uyuşmazlığa uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK’nın 438/2. maddesine göre, görevsizlik kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılması mümkün olmadığı halde, maddi hata sonucunda duruşma yapıldığı anlaşıldığından, taraflar yararına murafaa vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına karar verilmesi de gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraflar yararına murafaa vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 Kaynak-Yargıtay