“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İSTANBUL 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2014
NUMARASI : 2012/22-2014/122

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 29/05/2014 tarih ve 2012/22-2014/122 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin İtalya’da yerleşik bir şirket olup I.markaları ile tanınmış olduğunu, Türkiye’de de I. markasını 30.11.1988 ve I. markasını 30.11.1988 tarihinde tescil ettirdiğini, yine müvekkilinin I. markasının tanınmış marka olduğuna dair mahkeme kararı olduğunu, müvekkilinin I. B. markasını S. Ltd. Şti. tarafından tescil ettirildiği ve davalıya devir edildiğini 2003 yılında öğrendiğini, markanın terkin ettirilmesi için ihtarname gönderildiğini, ancak ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, müvekkilinin markasının tanınmış bir marka olduğunu, davalının müvekkili markası ile aynı ve ayırtedileyemecek derecede benzer ve müvekkili markası ile iltibas yaratacak şekilde olan yine aynı sınıfı kapsayan markasını tescil ettirmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, davalıya ait 2000/09712 sayılı I. B. markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, davalının I. B. markasını havi ürün ve ürün ambalajlarının imalinin satışa sunulmasının, ithal ve ihracının önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkilinin markasının 23.05.2000 tarihinde tescil edildiğini, 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, markaların birbiri ile benzer olmadığını, kaldı ki sektörde I.markasını içeren 100’e yakın marka bulunduğunu, markaların anlamlarının da farklı olduğunu, müvekkilinin markasının uzun süre kullanılması nedeniyle ayırtedicilik vasfına haiz olduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu, uzun süre sessiz kaldıktan sonra hükümsüzlük davası açılmasının MK’nın 2. maddesi ile bağdaşmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve uyulan bozma ilamı nazara alınarak, davanın kısmen kabulüne, davalıya ait şekil+I. B. ibareli 2000/09712 no’lu markanın hükümsüzlüğüne, TPE sicilinden terkinine, sair tüm taleplerin reddine karar verilmiştir.


Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay