“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2013
NUMARASI : 2009/167-2013/274

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/12/2013 gün ve 2009/167 – 2013/274 sayılı kararı onayan Daire’nin 03/06/2014 gün ve 2014/3770 – 2014/10432 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili; davalı tarafın “W.-A.” markasını KHK’nın 14. maddesi anlamında kullanmadığını, markayı tescilden günümüze 5 yıl fasılasız kullandığını ispatlaması gerektiğini, davalı markasının tanınmış marka olmadığını, müvekkilinin 2005 yılındaki tescil başvurusu ile yoğun şekilde kullanmaya başladığını, müvekkilinin A. ibaresini tanınır hale getirdikten sonra davalının bu marka ile faaliyette bulunmak istediğini, davalı markasının kullanımına ilişkin dosyaya sunulan delillerin markanın yurt dışındaki kullanımına ait olduğunu, bu kullanımların da markanın tescilli olduğu sınıflarda olmadığını, davalı tarafın markayı yurt içinde kullanmadığını, markanın tescil edildiği tüm ürünlerde kullanılmadığını, son 5 yıldır kullanılmaması nedeniyle de markanın iptalinin gerektiğini ileri sürerek davalı firma adına tescilli W.-A. markasının tüm emtialar bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili; davacı tarafın hükümsüzlük istemekte hukuki yararının bulunmadığını, söz konusu markanın birçok ülkede tescilli olduğunu, ayırt edicilik özelliği kazandığını ve tanınmış bir marka haline geldiğini, müvekkilinin 3. kişilerin kullanımlarını tanınmışlık hakkına dayanarak dahi engelleyebileceğini, davacı tarafın huzurdaki davayı ikame etmede uzun süre sessiz kalarak hak kaybına uğradığını, davacının kendisinden beklenen ticari özeni göstermediğini, kötü niyetli hareket ettiğini, dava konusu markayı müvekkilinin kullanmadığını davacı tarafın ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin W.-A. markasını son 5 yıllık dönemde Marka KHK’nın aradığı şekilde kullandığını, yerli yabancı bir çok firma ile ticari ilişki içinde olduğunu, markanın ihracat ve ithalat amacıyla kullanımının da Marka KHK’nın 14. maddesi anlamında bir kullanım sayıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır.


Bu kez, davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

Yargıtay Kararı


Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve Anayasa Mahkemesi’nin 09.04.2014 tarih 2013/147 E – 2014/75 K sayılı kararıyla 556 sayılı KHK’nın 42/1-c bendi iptal edilmiş ise de, aynı KHK’nın 14. maddesi uyarınca markanın kullanılmaması nedeniyle iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 05,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 04/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay