“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada…Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/03/2014 tarih ve 2007/47-2014/152 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 26/05/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av….. ile davalı vekili Av….. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin… İlçesi’nde 3 katlı giyim mağazasında yıllardan beri… markası ile faaliyette bulunduğunu, a. şekli ve markasının tescili için TPE’ye 22/09/2004 tarihli 2004/30537, 22/09/2004 tarihli 2004/30538 ve 22/09/2004 tarihli 30536 no’lu başvurularının davalının itirazlarının reddine karar verilmek suretiyle kesinleştiğini, …’ın 1997 yılında kurulan müvekkili şirketin % 25 oranında hissesinin sahibi iken hissesini 28/04/2004 tarihli sözleşme ile şirketin diğer ortakları … ve …’a devir ettiğini, adı geçen kişinin davalı şirketi kurarak müvekkilinin mağazasının bitişiğine aynı şekilde bir giyim mağazası açıp reklam ve panolarında… Ö. ticaret unvanı, marka ve amblemlerini kullandığını, ayrıca mağazasını müşterilere müvekkili şirketin ikinci mağazası gibi tanıtmaya başladığını, bu hususun … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/33 D.İş sayılı dosyası ile de tespit edildiğini, müvekkilinin fahiş fiyatta mal sattığı imajını uyandırdığını ileri sürerek, davalının müvekkili markasına tecavüzünün tespit ve önlenmesini, 50.000 TL. maddi, 100.000 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla maddi tazminat talebini 98.482,39 TL.’ye yükseltmiştir.

Davalının İddia ve Göürşleri


Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, dosyaya sunulan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı şirketin A. ve B. sözcüklerini 1997 yılından beri unvan ve marka olarak kullandığı, davalının 25 ve 35. sınıflar için marka tescili yaptıramayacağı,…. FSHHM.’nin 2006/579 E. sayılı dosyasında da davanın reddine karar verilmiş ve kesinleşmiş olmakla davalı şirketin 25 ve 35. sınıf emtialar için tescil hakkının bulunmadığının, dolayısı ile kullanımının da yasal olmadığının belirlendiği, böyle bir eylemde bulunmasının iltibasa yol açacağı, davalının sadece 24. sınıf için markasının tescilinin yapıldığı… kelimesinin önüne….kelimesini koymasının benzerlik ilişkisini ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine, davalının…şekil ve amblemini kullanmasının ve haksız rekabetinin men’ine, davacının gelir kaybı olarak 98.482,39 TL.’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.


Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.


2- Ancak dava, 556 sayılı KHK.’ya dayalı marka hakkına tecavüzün tespit ve önlenmesi ile maddi ve manevi zararın tazmini istemlerine ilişkindir.


Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde maddi tazminat olarak, 556 sayılı KHK.’nın 66/1-b, 64 ve TTK.’nın 58/d maddeleri uyarınca, marka sahibinin mal varlığındaki aktiflerin azalması, pasiflerin artması şeklinde meydana gelen fiili kayıp ile tecavüz nedeniyle yoksun kalınan kazancın talep edildiği bildirilmiştir. Her ne kadar dava dilekçesinde madde numarası yanlış belirtilmişse de anılan ibarelerden, davacının yoksun kalınan kazanç olarak, 556 sayılı KHK.’nın 66/1-a maddesinde belirtilen, marka sahibinin muhtemel gelirini talep ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim bu şekilde yapılan zarar hesabına ilişkin bilirkişi raporlarına karşı, davacı vekilince bir itirazda da bulunulmamıştır.
556 sayılı KHK.’nın 66/1-a maddesinde, markaya tecavüz edenin rekabeti olmasaydı marka sahibinin, markanın kullanılması ile elde edebileceği muhtemel geliri esas alınmaktadır.

Ancak burada markanın, geliri etkileyebilecek diğer faktörlerden olabildiğince ayrıştırılması gerekir. Zira gelir, yalnızca markanın kullanılmasıyla elde edilmez. Mütecavizin işletmesinin verimliliği, organizasyon becerisi gibi nedenlere de bağlı olabilir. Buna karşın markanın ekonomik önemi arttıkça ciro üzerinde etkisi de artar.


Somut uyuşmazlıkta ise mahkemece davacının marka hakkına tecavüz nedeniyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının tespiti için görüşüne başvurulan bilirkişi raporları arasında, davacının yoksun kaldığı kazanç miktarı konusunda çelişki oluştuğu gibi, tek kişiden oluşan bilirkişilerden alınan bu raporların denetime elverişli olduğundan ve yeterli incelemeye dayandığından da söz edilemez. Mahkemece daha sonra alınan heyet raporlarında ise tazminat miktarı konusunda bir değerlendirme yapılmamıştır.


Bu durum karşısında mahkemece, bilirkişi raporları arasında meydana gelen çelişkinin giderilmesi için içlerinde bir mali müşavir bir de marka vekilinin bulunduğu üç kişilik yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, her iki tarafın ticari defterlerinin de incelenmesi suretiyle, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, bilirkişi raporları arasında meydana gelen çelişki giderilmeden, eksik incelemeye dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesineödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay