“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/04/2013
NUMARASI : 2012/78-2013/57

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/04/2013 tarih ve 2012/78-2013/57 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 18.563 TL’nin altında bulunduğundan 6100 Sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun’la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili şirketin “Duty-Free Shop” olarak bilinen gümrüksüz eşya satış mağazaları işletmeciliği ile iştigal ettiğini, müvekkilinin 29. ve 30. sınıflarda tescilli 2001/05111 sayılı “Harem’s Secret” ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, müvekkili şirketin, Marka Tescil Belgesi’nde açıkça “lokumlar” emtiası yazmadığı için “Harem’s Secret Turkish Delight” ibaresinin 30.sınıfta “lokumlar” emtiası için kendisi adına tescilini sağlamak üzere yaptığı başvuruya davalı B.. K..’ın “harem” ve “harem şekil” markalarına dayalı olarak itiraz ettiğini, davalı TPE tarafından müvekkilinin başvurusunun reddine karar verildiğini, müvekkilinin eskiye dayalı kullanma ve ayırt edicilik niteliği kazandırmadan doğan müktesep hakkı bulunduğunu, 2001/05111 tescil nolu “Harem’s Secret” markasını lokum da dahil olmak üzere birçok üründe tescil tarihinden çok önce kullanmaya başladığını ileri sürerek, TPE YİDK’nın 23.01.2012 tarih ve 2012-M-183 sayılı kararının iptalini ve anılan marka başvurusunun kabulünü talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı B.. K.. vekili, müvekkili markası ile başvuruya konu markanın karıştırılma ihtimalinin çok kuvvetli olduğunu, davacı tarafın marka tescili yaptırdığı dönemde yürürlükte olan emtia listelerinde açıkça lokumların yer aldığını, davacı başvurusunun iyi niyetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı TPE vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 2010 15772 sayılı marka başvurusu ile davalının itirazına dayanak yaptığı 2003 02125 sayılı markasının benzer olduğu ve KHK m. 8/1-b anlamında iltibas tehlikesi oluşturduğu, davacının dava konusu marka başvurusu üzerinde önceki tescillerine dayalı kazanılmış hakkı bulunduğu, bu hakkın “lokum” emtiasını da kapsadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.


Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava konusu başvuru ile redde dayanak alınan davalı B.. K.. adına tescilli markanın 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi kapsamında benzer olduğu hususu mahkemenin de kabulündedir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu itibariyle, davacı adına daha önce tescilli olan “Harem Secret” markaları kapsamında şekerlemeler ve şekerle kaplı ürünlerin ‘”lokum” emtiası ile benzer tür emtia olduğundan bahisle davacının “lokum” emtiası bakımından da önceki tarihli markalarından kaynaklanan kazanılmış hakkı olduğu kabul edilerek TPE YİDK kararının iptaline karar verilmiş ise de, başvurunun kapsadığı emtia bakımından kazanılmış haktan söz edilebilmesi için Dairemizin yerleşik kararlarında da benimsendiği üzere, bu başvurunun başkasının marka hakkı ile iltibas tehlikesi yaratmayacak ve haksız rekabete yol olmayacak nitelikte olması gerekir. Oysa, davacının önceki tarihli ve aynı ibaresi taşıyan markalarında “lokum” emtiası bulunmadığı gibi redde dayanak alınan benzer davalı markası “lokum” emtiası için tescillidir. Mahkemece, davacının anılan emtia için tescil olunan bir markası bulunmadığı, bu nedenle markanın oluşturduğu işaretin 556 sayılı KHK’nın 8/1-b anlamında iltibasa yol açacağı gözetilmeksizin, yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 02/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay