“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/07/2013 tarih ve 2010/280-2013/181 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonradava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İÇİNDEKİLER
Davacının İddia ve Görüşleri
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2008/36448 sayılı ve …. ibareli marka başvurusuna, davalının KHK’nın 8/1 ve 8/4 maddeleri uyarınca…. ibareli markalarını mesnet göstererek yaptığı itirazın, …. tarafından kabul olunarak 2010-M-2999 sayılı YlDK kararıyla başvurunun nihai olarak reddine karar verildiğini, oysa müvekkilleri şirketin turizm ve otelcilik sektöründe faaliyet göstermek üzere kurulmuş bir şirket olduğunu markalar arasında karıştırılma ihtimalinin olmadığını, müvekkilinin farklı mal ve hizmetler alanında faaliyet gösterdiğini; davalı şirketin markasını sadece navigasyon cihazlarında kullanmakta olduğunu, davalı markasının tanınmış marka olmadığını ileri sürerek, başvurunun reddine dair YİDK kararının iptaline, tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının İddia ve Görüşleri
Davalı …. vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilleri şirketin tanınmış “TomTom” markasının Türkiye’de tanınmış markalara tanınan geniş korumadan yaralanması gerektiğini, dava konusu başvuru markası kapsamında yer alan hizmetlerin bir kısmının müvekkillerinin markalarının tescilli olduğu hizmetler ile benzer nitelikte olduğunu, davacının …. ibareli başvuru markasının, müvekkillerinin …. markası ile son derece benzer olduğunu,…. ibaresinin otelcilik sektöründe kullanılan kelime olduğu ve başlı başına bir ayırt ediciliğinin olmadığını; farklı hizmetler üzerinde tescil edilmesi halinde de müvekkilin tanınmışlığından haksız yarar sağlamasının ve de markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesinin söz konusu olacağını, tüketicinin zihninde müvekkilin markalarını çağrıştıracağını, bu nedenle dava konusu YİDK kararının hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel Mahkeme Kararı
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı uyarınca; davacının başvuru konusu markası ile davalı markaları arasında 43.02, 39.02, 39.03, 35.01, 35.02, 35.03, 35.04 sınıf hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirilebilecek düzeyde benzerlik olduğu, diğer hizmetlerin ise farklı olduğu, davalı vekili;
Müvekkili markasının tanınmış marka olduğunu ileri sürmüş ise de tanınmışlığın kanıtlanamadığı, bu nedenle KHK’nın 8/4 maddesinin uygulanma ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile …. YİDK’nın 2010 – M – 2999 sayılı kararının 35.sınıftaki “Ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri, açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)”, 39.sınıftaki “Boru hattı ile taşıma hizmetleri, elektrik dağıtım hizmetleri, su temin hizmetleri, taşıt ve malları kurtarma hizmetleri, malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri, çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri..” ve 43.sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, hayvan bakımevleri hizmetleri” yönünden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.
Yargıtay Kararı
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak-Yargıtay