“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/11/2012 tarih ve 2011/411-2012/236 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, Türkiye’de ticari hiç bir faaliyeti bulunmayan, sadece kağıt üzerinde…nezdinde tescil ettirdiği markalar ile gözüken davalı şirketin ,gerçekte markasını ticari hayatı içinde ciddi bir şekilde markasal kullanıma uygun bir şekilde kullandığına ilişkin hiç bir kanıt ve göstergenin bulunmadığını,Türk Patent Enstitüsü markalar sicilinde davalı adına 2002/29101 başvuru numarası ile tescilli bulunan “K” ibareli şekil markası, 2003/08724 başvuru numarası ile tescilli “K Classic+Şekil” markası ve 2003/08723 başvuru numarası ile tescilli “K Premium +Şekil”markasının 5 yıl süreyle kesintisiz olarak kullanılmadığını ve müvekkilinin tescilli ve tanınmış markası olarak Enstitüce kabul edilen 99/003860 sayılı markasının karakteristik “K” ibaresine de iltibas teşkil ettiğini ileri sürerek bahsi geçen davalı markaların tüm tescil edildiği sınıflar itibariyle hükümsüzlüğüne ve…kayıtlarından terkin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkilinin hükümsüzlüğü istenilen markalarının 3’ü bakımından da tescil edilmelerinin üzerinden 5 yıldan fazla zaman geçmiş olduğundan davanın açıldığı tarih itibariyle zamanaşımına uğramış olduğunu, müvekkiline ait markalar ile davacı markasının benzerlik göstermediğini,davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma,benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın davalı markalarının kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğü talebine ilişkin olduğu, kullanmama nedenine dayalı hükümsüzlük davalarının süreye tabi olmadığı, taraf markaları arasında bi benzerlik bulunması nedeniyle tescilden zarar gören davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, markayı kullanma savunması menfi bir vakıaya ilişkin olup, menfi vakıanın ispatına ilişkin olmakla ispat yükünün davalı tarafta olduğu; ancak davalı tarafın, müvekkilinin markaları kullandığına ilişkin olarak sunduğu delillerin sadece 35.06 alt gruptaki perakendecilik hizmetlerine ilişkin olduğu ve söz konusu kullanımın da yurt dışında olduğu, oysa markaların ülkeselliği ilkesi gereği kullanımın yurt içinde olması zorunluluğun bulunduğu, markanın kullanıldığı Almanya’da çok sayıda Türk vatandaşının yaşıyor olmasının sonuca etkisinin bulunmadığı, öte yandan markaların da zaten bu hizmetler yönünden tescilli olmadığı, davalı tarafın başkaca bir delil de sunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay