“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2012/40-2013/106

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/06/2013 tarih ve 2012/40-2013/106 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava konusu meblağ 18.563 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalının 2008 yılında müvekkiline ait tasarımları kullanması üzerine tarafların biraraya gelerek anlaştıklarını ve davalının, müvekkilinin dava konusu tasarımı değil de taahhütnamenin ekinde görseli yer alan başka bir tasarımı kullanmamayı taahhüt ettiğini ;ancak daha sonra bu davaya konu olan marka ve tasarım tescillerini gerçekleştirdiğini öğrendiğini ,bu taahhütnameye konu tasarımın bu davaya konu marka ve tasarımla bir ilgisi olmadığını, davalı tarafın kötü niyetini kanıtlamak amacıyla bu beyana dilekçede yer verildiğini, davalının hükümsüzlüğü istenilen marka ve tasarımının dava dilekçesinde belirtilen müvekkilinin tanınmış NIVEA markalı ürün ambalaj tasarımları üzerindeki özgün kullanımlardan oluşturulduğunu, tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığını, marka üzerindeki öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek davalıya ait 2010/18956 sayılı AVİGA SOFT+ŞEKİL markası ile 2010/02880 sayılı çoklu tasarım tescillerinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkilinin davacı tarafın iddia ettiği ürün kompozisyonun tasarımının davacıdan önce ilk kez 2009 yılında kullanmaya başladığını buna ilişkin kataloğu da sunduğunu, karşı tarafın kullanımının ise 2010 yılında başladığını ve kullanılan logoların da farklı olduğunu, tasarımın da yeni ve ayırt edici olduğunu, davacı tarafın markadaki logoya dayanarak tasarımın hükümsüzlüğünü isteyemeyeceğini ayrıca tasarımın da iptali istenmiş olup usule göre davanın davalının ikametgahı mahkemesinde açılması gerektiğini ayrıca davacı tarafın Agiva soft markasının Nıvea soft markasına benzemediğinin davacının da kabulünde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece,iddia, savunma,benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının NIVEA SOFT markasında diktörtgen zemin üzerine iki renkten oluşan 2 parçalı bölüm mevcut olup (2009/11780 nolu marka) sözel kısım davalı markasında bu renkli iki parçalı alana davacınınkine benzer şekilde yerleştirildiği,markanın sözel kısmınıda Oluşturan SOFT ibaresinin de her iki markada ortak olduğu, sözcüğün 556 sayılı KHK’nın 12. maddesi anlamında tasviri kullanılmadığı, bu ibarenin NIVEA gibi çok tanınmış bir marka eşliğinde kullanılması nedeniyle tüketicinin davalı markasıyla karşılaştığında markaların bıraktığı bütünsel izlenimin benzer olması ve ürünlerin de aynı olması nedeniyle davalı markasını davacının markasının yeni bir versiyonu veya serisi olarak algılayacağı, markaların orijinini karıştırma ihtimalinin bulunduğu, bu nedenle davalı markasının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 42. maddeleri gereğince markanın hükümsüzlüğünün gerektiği,hükümsüzlüğü istenilen 2010/2880 nolu tasarım ambalaj tasarımı olup davacının markasının şekil kısmı ile sözelin bir kısmına ambalajda yer verildiği, iki renkli dikdörtgen ve markanın sözel SOFT unsuru marka iltibasında tartışıldığı şekilde iltibas oluşturacak şekilde kullanıldığı,bu ambalajlar 3. sınıf ürünlerin ambalajı olarak kullanıldığından orta dikkatli tüketici bu kullanımı tasarım veya ambalaj olarak değilde marka olarak algılayacağından ve bu şekildeki kullanımın da daha önce tartışıldığı üzere davacı markasıyla iltibasa yol açıp karışıklığı yol açacağından davacı 556 sayılı KHK’nın 9.maddesine dayanarak markasının başkasına ait ambalaj üzerinde kullanımını önlemek üzere tasarım hükümsüzlüğünü isteyebileceği gibi davacının markasal kullanımı davalının başvurusundan önce olduğundan tasarımın da 554 sayılı KHK’nın 6. ve 7. maddesi gereğince yeni ve ayırt edici olmadığından hükümsüzlüğü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.


Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.


2) Ancak; davalı tarafça verilen temyiz dilekçesinde hükümsüzlüğüne karar verilen 2010/18956 sayılı markanın 3. bir kişiye devredildiği,bu nedenle hüküm tarihinde başkası adına tescilli bir markanın hükümsüzlüğüne karar verilemeyeceğini ileri sürmüştür. HMK’nın 125. maddesi uyarınca, davanın açılmasından sonra davalı tarafça dava konusu markanın 3. bir kişiye devri halinde, davacı taraf seçimlik hakka sahiptir. Her ne kadar bu husus, yargılama sırasında ileri sürülmese dahi, pasif dava ehliyeti re’sen dikkate alınacağından TPE’den dava konusu markanın sicil kaydı getirtilmek suretiyle HMK’nın 125. maddesi uyarınca gereğinin yerine getirilip getirilmeyeceği hususunun tekdiri gerekeceğinden davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay