“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : ETKİN (KAPATILAN) 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2012
NUMARASI : 2011/242-2012/155

Taraflar arasında görülen davada Etkin (Kapatılan) 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/05/2012 tarih ve 2011/242-2012/155 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11/11/2014 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. N.K.. ile davalılar vekili Av. F.. U.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacıların İddia ve Görüşleri


Davacılar vekili, davalı F.. A..’ın %25, diğer davalının %75 oranında müvekkili şirketin önceki ortakları olduklarını, 10.02.2010 tarihli sözleşmelerle davalıların paylarını müvekkili gerçek kişilere devir ettiklerini, bu devrin aynı tarihli protokole dayalı yapıldığını, gerekli tescillerin sağlanarak ‘RACE’ markasıyla ticari faaliyetine başladıklarını, 08.03.2010 tarihli EPDK yazısıyla anılan markanın tescil ettirilerek bildirilmesi için verilen 1 yıllık sürenin dolması nedeniyle iptal edildiğinin bildirildiğini, yapılan araştırmada marka tescil başvurusunun reddine karar verildiğinin o tarih itibariyle şirket yetkilisi davalı H.. K..’e bildirildiğinin, 19.12.2009 tarihi itibariyle sürenin dolduğunun davalılarca bilindiğinin, bu hususun gizlendiğinin tespit edildiğini, yeniden marka tescili için gerekli süre dikkate alındığında tescilli ‘AFFECTED’ markasının devir alındığını, lisansın temin edildiğini, bu nedenle masraf yapıldığını, zararın oluştuğunu, lisansın iptal edildiği 13.03.2010 tarihinden yeni lisans alınması tarihi olan 24.05.2010 tarihine kadar personel, kira ve diğer sabit giderler nedeniyle ödemelerinin bulunduğunu, ayrıca protokol kapsamında şirketçe ödenen, ancak davalılarca ödenmesi gereken harcamaların olduğunu, çalışmama nedeniyle kar mahrumiyetinin bulunduğunu, RACE markasının sağladığı katma değerden mahrum kaldığını, manen de zararın meydana geldiğini ileri sürerek, toplam 287.066.64 TL’nin davalılardan hisseleri oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalıların İddia ve Görüşleri


Davalılar vekili, hisselerin devrinin geçerli şekilde yapıldığını, davacı gerçek kişilerin hisseleri aktif ve pasifiyle devir aldığını, iddiaların yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, hisse devrinin sabit olduğu, şirketin madeni yağ lisansının 04.03.2010 tarihinde iptal edildiği, kararın 15.03.2010 tarihinde tebliğ edildiği, davacıların 22.04.2010 tarihinde tekrar lisans başvurusunda bulunduğu, 29.04.2010 tarihli kararla şirkete 30 yıl süreyle AFFECTED markası ile madeni yağ Lisansı verildiği, davacı şirketin önceki marka başvurusunun reddini ilişkin kararın 11.09.2009 tarihinde tebliğ edildiği, yeni lisans alımı için yapılan masraf tutarının 20.108,41 TL, lisansın iptal edildiği dönemde sabit gider toplamı 46.038,47 TL olarak belirlendiği, davacıların şirketi devraldığında stoklarda bulunan RACE markalı malların değerinin alış faturalarına göre 58.222,50 TL değerinde olduğu, lisansın iptal edilmesi nedeniyle bu malzemelerin kullanılma imkanı bulunmadığı, davacıların RACE markasının şirket adına tescilli olmadığını bilebilecek durumda olmadığı, anılan markanın şirkete sağladığı katkıya ilişkin bir tespit mümkün görülmediği, protokolün 7. maddesinde devredenin bu sözleşmede yazılı olanların dışında hiçbir borcunun bulunmadığı, sözleşme tarihinden öncesine ait borç çıktığı taktirde bu borcun şahsen kendisine ait olacağını taahhüt ettiği, bu hususla ilgili olarak davacı tarafın talep edebileceği tutarın 4.790,72 TL olduğu, 13.03.2010-24.05.2010 tarihleri arasında şirketin çalışamaması nedeniyle mahrum kalınan kârın tutarının 14.324,67 TL bulunduğu davalıların bu zarardan sorumlu oldukları, manevi zararın kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 107.613,57 TL’nin H.. K..’den ve 35.871,19 TL’nin F.. A..’dan alınarak davacı tarafa verilmesine, hükmedilen alacağa 21.08.2010 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.


Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamları dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.


2-Dava, taraflar arasında düzenlenen limited şirket hisse devir protokolüne dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.


Davacı gerçek kişiler ile davalılar arasında davacı şirketin hisselerinin davacı gerçek kişilere devrine ilişkin sözleşme ile bu sözleşmeye müstenit protokol imzalandığı, hisse devirlerinin gerçekleştiği, devir protokolünde bir takım hak ve yükümlülüklerin belirlendiği hususları uyuşmazlık konusu değildir.

Davacı şirketin ‘RACE’ markasıyla madeni yağ üretimi yaptığı, böyle bir üretimin yapılabilmesi için de markanın tescilli olması gerektiği, davalıların, hisselerini devir etmeden önce anılan markanın tescili için başvuruda bulundukları, EPDK tarafından tescilli markanın bildirilmesi için süre verildiği, markanın tescil isteminin reddine ilişkin kararın davalılara bildirildiği, davalıların tescilli marka varmış gibi hisselerini davacı gerçek kişilere devir ettikleri, durumun sonradan dava dışı Kurumca davacılara bildirilerek madeni yağ lisansının iptal edildiği, davacı şirketin devir yoluyla yeniden marka sahibi olduğu, madeni yağ üretimine başladığı yönleri de dosya kapsamıyla sabittir.

Davacı taraf, tescilli olmadığı halde başvuru yapılan markanın tescilinin kesinleşmiş gibi davalıların kendilerine hisse devrini yaptıklarını, gerçek durumun gizlendiğini, ruhsatın iptal edildiğini, yeniden ruhsat alınabilmesi için başka markanın devir alındığını, bu süreçte dava dilekçesinde açıkladığı zararların ve protokole dayalı alacağının bulunduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, hüküm yeterli araştırma ve incelemeye dayanmadığı gibi temel alınan bilirkişi raporu da karar vermeye elverişli değildir.

Davacı taraf, taraflar arasındaki protokolü feshetmemiş, yeni marka devir alarak faaliyetine devam etmiştir. Mevzuata göre madeni yağ üretiminin tescilli markayla lisans kapsamında üretildiği sabit olmasına ve böyle bir faaliyet için tescilli markanın varlığının gerekmesine göre, davacı tarafın hisse devir sözleşmesi yaparken ve protokol düzenlerken gerekli araştırma yapmamasının müterafik kusur teşkil edip etmeyeceği değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davalılar yararına bozulması gerekmiştir.


3-Ayrıca, hisseleri devre konu davacı şirketin salt madeni yağ üretimi yaptığı kabul edilerek işletme gideri ve kazanç kaybı zararı tespit edilmiş ise de anılan şirketin anasözleşmesinde faaliyet konusunun başka işleri de kapsadığı anlaşılmaktadır. O halde, davacı şirketin başka faaliyetinin olup olmadığı araştırılıp, madeni yağ üretimi dışında gelir getiren başka işlemleri bulunduğu takdirde salt dava edilen dönem itibariyle madeni yağ üretip satamamaktan ve buna bağlı zararların talep edilebileceği dikkate alınmadan, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması da yanlış olmuş, kararın davalılar yararına bozulması gerekmiştir.


4-Öte yandan, protokole konu tescilli olmayan ‘RACE’ markalı bidon, şişe, hammadde v.s mallar dolayısıyla davacının talep ettiği zararın aynen hüküm altına alınmasına karar verilmiştir. Ancak, anılan malların başka bir şekilde kullanılıp kullanılmayacağı, sovtaj değerlerinin olup olmayacağı, varsa değerlerinin tespit edilen zarardan mahsubunun gerekip gerekmeyeceği dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiş, kararın davalılar yararına bozulması gerekmiştir.


5-Eski ruhsatın iptalinin bildirildiği tarih ile yeniden ruhsat alınma tarihine kadar geçen süreyle ilgili olarak hem yapılan genel giderler hem de bu dönem itibariyle elde edilmesi gereken kazanç kaybının tahsiline karar verilmiştir. Ancak, elde edilmesi gereken kazanç kaybı belirlenirken, farazi olarak bu dönem itibariyle yapması gereken işletme gideri dikkate alınmaktadır. O halde, işletme gideri bakımdan mükerrer tahsilat sonucu doğacak şekilde karar verilmesi de yanlış olmuştur.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2), (3), (4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 11.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay