“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada …. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/07/2013 tarih ve 2013/53-2013/144 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21/11/2014 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. … Bayramer ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacılar vekili, davalı şirket tarafından müvekkili şirket ve yetkilileri hakkında marka hakkına tecavüz edildiği gerekçesi ile … Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, bunun üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010//8066 hazırlık sayılı dosyası ile arama ve el konma kararı verildiğini, bu karar uyarınca polis memurları ile davalı şirket vekilince 19/01/2010 tarihinde müvekkili şirket merkezine baskın yapılarak toplam 1560 koli markalı ve logolu malzemeye el konulduğunu, bu ürünlerin 30 adetinin Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmek üzere muhafaza altına alındığını, kalan ürünlerin ise müvekkili şirket yetkilisi …’a yediemin olarak teslim edildiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010/8066 hazırlık sayılı dosyasında yapılan tahkikat neticesinde el konulan ürünlerin tamamında….. markasının bulunduğu, bu markanın şikayetçi firma adına değil ürünleri üreten … Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. adına TPE’de tescil edilmiş marka olduğu, şikayetçi firma adına tescilli bir markanın taklit ürününün yapılan aramada ele geçirilemediği anlaşıldığı gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davalı vekilince bu takipsizlik kararına karşı itiraz yoluna gidilmişse de … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/452 D. İş sayılı dosyasıyla davalının itirazlarının reddedildiği, esasen müvekkili şirketin adresinde el konulan numune ürünlerin hiçbirisinin davalı şirketin ürünleri olmadığını, üçüncü bir şirket adına tescilli markalı ürünler olmasına rağmen yine de takipsizlik kararına itiraz ederek müvekkili şirkete suç isnat etmeye devam ettiklerini, müvekkilleri taklit ürün satmakla itham ettiklerini,
müvekkili şirketin bu şekilde ticari itibarı düşürülmeye pazar payının azaltılmaya çalışıldığı ve müvekkillerinin 100.000,00 TL’yi aşan miktarda zarar gördüğünü ileri sürerek, uğranılan 100.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ürünlerinde kullandığı … markasının… Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. adına 2004 02049 ve 2004 37072 numaralarla zeytinler, zeytin ezmeleri, turşular, biralar, bira yapımında kullanılan preparatlar ve turşu için 99 001567 nolu markasının turşu, zeytin, salamura, bira alkollü içecekler için yine 2003 23439 nolu markasının da aynı ürünler için tescilli olduğu, bu markaların hiç birinin kapsamında arama sonucu el konulan sirke, limon sosu, nar ekşisi, soya sosu ürünü yer almadığı, marka hukukuna göre markanın sadece marka kapsamında kalan ürün ve hizmetler için tekel hakkı vermesi nedeniyle, ”…” markası üzerindeki haklara dayanmasının hukuken mümkün olmadığı, davacının ”…” ibaresinden oluşan ve Boza için tanınmış seri markalarının mevcut olduğu, 178408 nolu marka tescili kapsamında sirke soslar 2002 24745 nolu marka kapsamında sirkeler, salata sosları, limon sularının mevcut olup arama sırasında el konulan sirke ve sosların davalının markası kapsamında kaldığı, davalının ”… markasının, … ibareleriyle birlikte kullanıldığı, … markasının tanınmış olup, …’ın ayırt ediciliği düşük olduğundan ve davalı markası kullanılan marka içinde bağımsızlığını koruduğundan markalar arasında iltibasa yol açıcı benzerlik bulunduğu, marka sahibi davalının markasının bu şekilde izinsiz kullanımı için yasal yollara başvurma hakkının yasal olup cezai kovuşturmasında verilen kararın hukuk mahkemesinde bağlayıcı olmadığından davalının kusuru bulunduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

 Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 21/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay