“İçtihat Metni”

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada … 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/07/2013 tarih ve 2011/425-2013/169 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 04/11/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av…. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 08.01.2001 tarihinde imzalanan “Eğitim İşbirliği Sözleşmesi” uyarınca davalının, … ilinde müvekkiline bağlı olarak bir okul açıp işletmeye başladığını, anılan sözleşme kapsamında davalı Vakfa müvekkiline ait markaları kullanma hakkının da verildiğini, ancak zaman içinde davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirememesi, sözleşmeye ve hukuka aykırı davranışlarını kendisine tanınan süreye rağmen devam ettirmesi nedeniyle taraflar arasındaki akdi ilişkinin müvekkili tarafından 17.06.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere haklı nedenle feshedildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.4. maddesi uyarınca davalının, müvekkiline her yıl, o yıla ait elde etmiş olduğu brüt eğitim gelirlerinin % 2’si oranında ödemekle yükümlü olduğu isim hakkı-lisans bedelini taraflar arasında devam eden ihtilafı gerekçe göstererek 2010-2011 yılında ödemediğini, oysaki davalının sözleşme konusu okulu 2010-2011 eğitim öğretim dönemi sonuna kadar açık tutarak işlettiğini ve …markasını kullanmaya devam ettiğini, bu nedenle davalının anılan eğitim dönemine ilişkin olarak ödemede bulunmamasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, yapılan ıslah sonucu bilirkişi tarafından hesaplanmış olan 95.176,91 TL’nin davalıdan temerrüt tarihi olan 14.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davaya konu süreç boyunca davacı tarafından isim hakkının kullanılmasına yönelik uygulamaların askıya alındığını, müvekkilinin haklarının kullandırılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 2010-2011 eğitim dönemi lisans bedeli alacağını talep etmeye hakkı var ise de marka hakkının lisans sözleşmesine uygun olarak davalı tarafından kullanımına önemli ölçüde engellemeler yaptığı, davalının ticari itibarını zarara uğratacak davranışlarda bulunduğu, bu nedenle marka hakkını lisans yoluyla kullanan davalının bedelde tenkis etme hakkının doğduğu, bu indirimin % 40 oranında olmasının hakkaniyete uygun olduğu, bu durumda tespit olunan 95.758,72 TL lisans bedelinden % 40 oranında indirim yapıldığında talep edilebilecek lisans bedeli alacağının 57.106,14 TL olması gerektiği sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulü ile marka lisans bedelinden doğan 57.106,14 TL alacağın davalı taraftan 14.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan 08.01.2001 tarihli “Eğitim İşbirliği Sözleşmesi” uyarınca davalının ödemekle yükümlü olduğu lisans bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı, davalının taraflar arasında devam eden ihtilafı gerekçe göstererek 2010-2011 eğitim yılı bedelini ödemediğini, oysaki davalının sözleşme konusu okulu 2010-2011 eğitim öğretim dönemi sonuna kadar açık tutarak işlettiğini ve …markasını kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek, 2010-2011 lisans bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı ise sözleşme koşullarının lisans veren davacı tarafından ihlali nedeniyle ödeme yapılmadığını savunmuştur.556 sayılı KHK’nın Lisans Şartlarına ilişkin 21. maddesinin 8. bendinde, sözleşme şartlarının lisans alan tarafından ihlali halinde, tescilli bir markadan doğan hakların lisans alana karşı dava yoluyla ileri sürülebileceği belirtilmiştir.Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere taraflar sözleşme ile kararlaştırılan hükümlere uygun davranmak zorunda olup, bu hususların ihlali halinde anılan maddenin tartışılması gerekmektedir. Davalı taraf, davacının bir takım davranışları sonucu markayı kullanmasının engellendiğini, davacının kırtasiye, forma gibi emtiaları göndermediğini, eğitim hizmetinin verildiği öğrenci velileri ile başka mekanlarda toplantı yapmak suretiyle okulun itibarının zedelendiğini, marka kullanımına engeller yapıldığını savunmuştur. Davacı tarafça da, söz konusu emtianın ücret mukabili verilmesi gerektiği, yine öğrenci velileri ile yapılan toplantıda itibar zedeleyici ifadeler kullanılmadığı belirtmiştir.


Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmeden kaynaklanan lisans bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğundan asıl olan öncelikle sözleşme ile kararlaştırılan marka lisans bedelinin ödenmesidir. Davalı taraf, ancak, 21. maddedeki hallerin varlığını kanıtlaması halinde sözleşmenin feshi ya da ücretin tenkisini isteyebilir. Bu durumda, taraflar arasındaki çekişme ve sözleşmenin 17.06.2011 tarihi itibariyle feshedildiği göz önüne alınarak, tarafların fesihten önceki eğitim döneminde geçerli olan sözleşme hükümleri itibariyle sözleşmenin taraflara yüklediği yükümlülükler ve edimler de gözetilmek ve öncelikle hangi tarafın edim yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiği de değerlendirilmek suretiyle, 556 sayılı KHK’nın 21. maddesi kapsamında lisans ücretinin tenkisi icap edip etmediği ve bu hususta makul bir indirim yapılıp yapılmayacağının tartışılması gerekirken, tespit edilen lisans bedelinden indirim yapılmasına yönelik olarak kararda gösterilen sebeplerin doğrudan davacı tarafın olumsuz davranışları sonucu gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle ve eksik inceleme sonucu lisans bedelinden % 40 oranında indirim yapılması doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay