“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen …/06/2013 tarih ve 2010/406-2013/342 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin 29,30,42. sınıflarda 2001 20252 no’lu “H” , 43. sınıfta 99 11750 no’lu “HACIDAYI”, 30. ve 42. sınıfta 2006 53043 ile 2006 59757 no’lu “Hacı Dayı” ve 30. sınıfta 2000 16102 no’lu “HACIDAYI” markalarının sahibi olduğunu, davalının müvekkilinin ihtarına rağmen işletmekte olduğu işyerinde müvekkilinin markalarını tanıtıcı tabelalarında kartvizitlerinde, işyeri içindeki servis malzemelerinde, diğer tanıtıcı broşür ve reklam araçlarında, www.urfalihacidayi.com uzantılı internet sitesinde kullanmaya devam ettiğini, bu nedenle suç duyurusunda bulunulduğunu ve davalı işyerinde müvekkiline ait markaların bulunduğu meteryallerin toplatıldığını, davalının müvekkiline ait markaları kullanarak haksız kazanç elde ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1000 TL maddi, 8000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili ….4.2013 tarihli ıslah dilekçesi ibraz ederek davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin men’ine, ref’ine, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araç ve malların toplatılarak imhasına, davalının www.urfalihacidayi.com sitesinin faaliyetinin durdurulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi, 8.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, tarafların baba-oğul olup, ortak olduklarını ve 1996 yılından beridir markayı birlikte kullandıklarını, müvekkilinin de 2002 yılından itibaren kendi şirketi ile dava konusu markalar altında faaliyetine devam ettiğini,markanın gerçek hak sahiplerinin dava dışı … ve … Sözen olup, davacının marka hakkının sadece restaurant işletmeciliği hususunda olduğunu, müvekkilinin “Hacı Dayı” ibaresini ticaret unvanının eki olarak yıllardan beri kullandığını, bu unvanla tanındığını, dolayısıyla bu ad üzerinde üstün hakkı bulunduğunu, müvekkilinin davacının marka hakkına tecavüz etmediği gibi, tescilsiz marka hakkının uzantısı olarak alan adını kullanmakta da haklı olduğunu, davacının da yıllardır müvekkilinin kullanımına sesiz kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “www.urfalihacidayı.com” adresinde “Hacı Dayı Tophane+şekil” şeklinde kullanımının bulunduğu, tarafların baba oğul oldukları, 1996-2002 yılları arasında aynı zamanda işletme adı mahiyetinde olan “Hacı Dayı ” ibareli markayı 8 yıl aynı ticaret unvanı altında beraberce, davalı şirket ortağı olarak da bu şirketin tescil tarihi olan 14.02.1996 tarihinden beri hem ticaret unvanı hem de marka olarak kullandıkları, ortak faaliyetin 1996 yılında başladığı, davacının “HACIDAYI” markasını kendi adına 1999 yılında …’de tescil ettirdiği, bu tescil tarihine kadar da tarafların işletme adı ve tescilsiz markaya iştirak halinde malik oldukları, şirketin ilk kuruluşundan itibaren şirket tarafından işletilen işletmede “hacı dayı” markasının kullanıldığı, davalının dava konusu markaların ortak kullanımı hususunda herhangi bir müşterek hakkının bulunmadığı, söz konusu markaların baştan beri davacı adına tescilli olduğu, davacının daha önce ortağı ve müdürü olduğu şirketten ayrıldıktan sonra davalı tarafından markalarının kullanımına izin vermeyebilecekken suskun kalmak suretiyle zımnen izin verdiğinden kesinti olmaksızın bu markanın kullanıldığı, davacının, davalının ticaret unvanında “hacıdayı” ibaresini kullanmasına engel olamayacağı zira, “Hacıdayı” ibaresinin davacının marka tescil tarihlerinden önceki bir tarihte 1996 yılından beri şirketin ticaret unvanında kullanıldığı ayrıca, davacının, davalının “www.urfalıhacidayi.com” alan adında da bu ibarenin kullanımına engel olamayacağı burada da davalının ticaret unvanından gelen daha önceki tarihli üstün bir hakkının bulunduğu, davacının daha önce şirketin ortağı ve müdürü olduğu, davalı ile birlikte aynı marka altında faaliyette bulundukları ancak,davacının şirketten 2002 yılında ayrıldığı, kendi üzerine tescilli markalarının davalı tarafından eskiden beri devam edecek şekilde kullanımına ilk ihtarname tarihi olan ….06.2010 tarihine kadar 8 yıl boyunca sessiz kaldığı, bu sessiz kalmanın davalı tarafta daha önceden ortak kullanılan markanın kullanımına davacı tarafça izin verildiği hususunda haklı bir güven uyandırdığı, davacının uyandırılan bu güvene aykırı olarak tecavüz iddiasında bulunmasının MK’nın …. maddesine aykırılık teşkil edeceği gibi, bu davalı kullanımına davacı tarafından yaklaşık 8 yıl süreyle ses çıkarılmayıp itiraz edilmeyip, dava yoluna da gidilmediğinden sessiz kalma yoluyla davalıya karşı adına tescilli markadan … hakkını kaybettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.


…- Davalı vekilinin ücret-i vekalete yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince davacı tarafın dava dilekçesinde davalının, davacıya ait markaları kullanarak haksız kazanç elde ettiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunması, yargılama sırasında da ıslah dilekçesi ibraz ederek davalı tarafından markaların kullanılması nedeniyle haksız rekabet teşkil eden eylemlerin men ve ref’ine de karar verilmesini talep etmiş olması karşısında reddedilen talepler yönünden davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece sadece reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiş ise de, anılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ:

 Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, mahkeme kararının hüküm fıkrasına “davacı tarafın Reddedilen men ve ref talepleri yönünden davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan
A.A.Ü.T. uyarınca takdir edilen 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine” ibaresinin eklenmek suretiyle hükmün bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 02/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay