“İçtihat Metni”

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ



Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19.03.2013 tarih ve 2010/125-2013/69 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 07.11.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin TSE markası bulunduğunu, davalının iş yerinde yapılan tespitte 18 adet yangın söndürme tüpünde izinsiz olarak marka ve logolarının kullanıldığının belirlendiğini, yine internet sitesinde benzer kullanımın yapıldığını, eylemin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek, 9.440 TL maddi, 47.200 TL manevi tazminatın tahsilini, tecavüzün önlenmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, yangın söndürme tüplerini müvekkilinin üretmediğini, ceza davasında beraat kararı verildiğini, eylemin marka hakkına tecavüz teşkil etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının garanti markasına sahip olmadığı halde, tüketiciler nezdinde ürünlerinin garanti edildiği izlenimi verdiği, her marka için ayrı uygunluk belgesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 9.440 TL maddi ve 2.500 TL manevi tazminatın tahsiline, tecavüzün önlenmesine, internet sitesindeki görsellerin kaldırılmasına karar verilmiştir.


Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-Dava, markaya tecavüzden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.


818 sayılı BK’nın 53. maddesine göre ceza hakiminin mahkumiyet kararı ve mahkumiyet hükmünde tespit olunan maddi vakalar ile maddi vakayı belirleyen beraat kararı hukuk hakimini bağlar. Bu hükmün amacı adalete güveni sağlamak ve çelişik hükümlerin çıkmasını önlemektir.


Somut olayda, davalı taraf aynı olaya ilişkin olarak hakkında ceza davası açıldığını, yargılama sonunda beraat karar verildiğini, kararın hukuk hakimini bağlayacağını, dosyanın bekletici mesele yapılmasını gerektiğini savunduğu halde, mahkemece davalının anılan savunması üzerinde durulmamıştır.


Bu itibarla, mahkemece davalı hakkında ceza mahkemesince kurulan beraat kararının 818 sayılı BK’nın 53. maddesi kapsamında değerlendirip, tartışılarak neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.


2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün anılan taraf yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek bulunmadığına, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 07.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay