“İçtihat Metni”


Taraflar arasında görülen davada sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 16.09.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilininibareli tescilli markalarının bulunduğunu, aynı zamanda unvanının çekirdek unsuru arasında yer aldığını, markalarının tanınmış marka statüsüne alındığını, mağazaları olan davalının izinsiz şekilde müvekkilinin markalarının kullandığının tespit edildiğini ileri sürerek, 556 sayılı KHK. 62/a maddesi gereğince marka hakkında tecavüzün tespiti ile durdurulmasına, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının eylemi aynı zamanda haksız rekabet ve ünvanına tecavüz teşkil ettiğinden vaki haksız rekabet ve ünvanına tecavüz fiillerinin de tespiti ile durdurulmasına, şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata hüküm altına alınmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkili şirketin 30 yıldan fazla bir süredir İzmirdeki faaliyet adresindeki adlı satış mağazasında tekstil ve konfeksiyon işi yaptığını, ağırlıklı kısmını bağlı bulunan okulların üniformalarının dikim ve perakende satış işinin oluşturduğunu, takım elbise satışının önemsiz bir yer tuttuğunu, müvekkilinin 2007 yılından itibaren firmasından davacının ürünlerini satın alarak kendi mağazasında satışını yaptığını, bu şirketin de davacısının bayisi olduğunu, tabela asılmasının ve diğer tanıtımların bu bayi tarafından yapılmasının istendiğini, bir tecavüzünün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının mağazasının girişinde tabelada baresini yine vitrinde ibaresini kullandığı, taraflar arasında markanın kullanımına yönelik herhangi bir sözleşme olmadığı, davacının lisans bedeline uygun şekilde tazminat talep ettiği, örnek sözleşmelerin kendi yan kuruluşlarına ait olduğu, dosya kapsamına uygun bulunmadığı, davalının, davacının markasını taşıyan ürünlerin satış oranının tam olarak tespit edilemediği, tazminatın resen belirlendiği, davalı eyleminin bu kullanımın sanki ürünleri satan bir bayii olduğu imajı yarattığı, taraflar arasında markayı kullanıma yönelik bir sözleşme bulunmadığı gibi davalı tarafın kullanımı iyi niyet sınırlarını aşıp markasal bir kullanım olduğu, manevi tazminat isteme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacı tarafın markasını davalı tarafın (izinsiz olarak iş yeri tabelalarında kullanmak suretiyle) marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, kullanım sona erdirilmiş olduğundan tecavüzün men’i konusunda karar verilmesine yer olmadığına, 5.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.


Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

 Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 658,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 16.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay