“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/10/2011 tarih ve 2010/121-2011/223 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili; Müvekkili firmanın uzun süreden beri kullandığı “logo”nun davalı tarafından tescil ettirilmiş olduğunu, müvekkilinin bu logoyu davalıdan çok önceden beridir çok geniş bir yelpazede kullandığını, davalının tescilinin kötü niyetli olduğunu, davalı tarafın tescilli markasında her ne kadar “ayla” ibaresi kullanılmış olsa da bu marka örneğindeki logonun müvekkili şirketin uzun yıllardır kullandığı logosunun aynısı olduğunu, davalının müvekkili firmanın ürünlerini … ilinde tek dağıtıcı firma olarak satmaya başladığını ancak davalının gereken ödemeleri yerine getirmemesi üzerine ticari ilişkilerine son verildiğini, ancak davalının yine de müvekkilinin “…” markasını ürünleri üzerinde kullanmaya devam etmesi üzerine Savcılığa şikâyette bulunulduğunu ve … 1.Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin 2008/706 E. Sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, bu dosyanın 556 s. KHK’nın ilgili maddelerinin iptali nedeniyle davalının beraatiyle sonuçlandığını, davalı tarafından “…” isminin tescili için TPE’ye başvuruda bulunulduğunu ancak müvekkilinin “…” ibareli tescilli markası sebebiyle davalının bu başvurusunun reddedildiğini,davalının bu sefer de kendi adına 98/004733 sayı ile tescilli olan “…” markası altında satış yapmaya başladığını ancak ürünleri üzerinde müvekkilinin üzerinde gerçek hak sahibi olduğu ambalaj deseninin kullandığını ve bu marka örneğini 2006/61508 sayı ile tescil ettirdiğini, davalının bu kullanımının ve marka tescilinin müvekkili şirket ile arasında bir bağ olduğu izlenimini verdiğini, davalının bu kullanımın ve marka tescilinin haksız rekabet yaratmakta ve iltibas oluşturmakta olduğunu iddia ederek 2008/61508 sayılı “… şekil” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkili firmanın ürünlerini tescilli … markası ile satışa sunduğunu, 1989 yılından bu yana kullandığı logosunu da … + … olarak TPE nezdinde tescil ettirdiğini,davacı firmanın adına tescilli “…” markasını kiralamak yolu ile kullandığını, sabun üretimi ve satışının olmadığını, bu markanın pek çok değişik şekil ile kullanıldığını,kullandıkları hiçbir şeklin tescilli olmadığını, bu şekilleri sık sık değiştirdiklerini, davacı tarafça bu kadar sık değiştirilen ve kimlerden esinlendikleri belli olmayan bu şekillerin her biri için “biz ünlendirdik” demelerinin hakkaniyete uymadığını, müvekkilinin … markasının sahibi davacı firma ile uzun yıllar çalıştığını bu markanın arap sabunu imal ve satışının distribütörlüğünü üstlendiklerini, ancak firmanın kurucusu ve oğlu ile sözlü olan anlaşmalarının davacı şirketin şimdiki sahibi tarafından hiçe sayıldığını, eskiden kalan ürünleri elinde olan müvekkili için sahte marka ile satış yapmaktan şikayet ettiğini, davacı şirketin bu şikayeti ile ilgili kendilerine 100.000 TL karşılığı anlaşacağını bildirdiğini ancak müvekkilinin uzlaşmaya gitmediğini, haklarını savunarak beraat ettiğini, davacının marka kullanım hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia,savunma,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı … davalı tarafça birebir aynı logonun kullanılmakta olduğu, önceye dayalı kullanım hakkının davacıda olduğu, davalı … davacı taraf markalarındaki “lofçalı ve ayla” kelimelerinin inceleme dışı tutulduğu,benzerlik ve iltibas tehlikesinin logo unsuru üzerinde toplandığı ve logonun aynı olması sebebiyle markalar arasında bir bütün olarak benzerlik bulunduğu, “Logo” unsuru üzerinde “sabunlar, deterjanlar ve arap sabunları” ürünleri üzerinde gerçek hak sahibinin KHK m. 8/3 gereğince davacı şirket olduğu, bu sebeple bu ürünler ve benzeri ürünler yönünden davacı markasının hükümsüz kılınması gerektiği, ayrıca davalı markasında yer alan ve bu ürünler ile benzer olan “sabunlar, deterjanlar ve arap sabunları” ürünleri ile davalı markasının ilgili olduğu, “Çamaşırda bulaşıkta her türlü eşya ve mekan temizliğinde kullanılan maddeler deterjanlar, çamaşır suyu, çamaşır kolası, çivit, arap sabunu, yumuşatıcılar, kireçlenmeyi önleyiciler, sabun, mekanik temizleme tozu, cam silme maddeleri, yer ve halı silme maddeleri, sabunlar tıbbı amaçlı ve koku giderici olanlarda dahil kişisel kullanım için sabunlar” bakımından da davalı markasının KHK m. 8/3 gereğince hükümsüz kılınması gerektiği,davalının marka başvurusunun kötü niyetli başvuru olduğu, kötü niyetli başvuru sebebiyle davalı markasının ilgili olduğu tüm emtialar bakımından hükümsüzlüğü şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın Kabulü ile,davalı adına kayıtlı … kod nolu …+… markasının kötü niyet nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.


Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

 Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 03,15 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 17.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay