“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ : SÖKE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2012
NUMARASI : 2007/358-2012/109

Taraflar arasında görülen davada Söke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/02/2012 tarih ve 2007/358-2012/109 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10.01.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ….. ile davalı vekili Kartal dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalının, müvekkili şirketin sahibi olduğu “SILK &CASHMERE” markasını dükkanında ve sattığı ürünlerinde kullandığını ileri sürerek, davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan eylemlerinin men’i ile 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı, davacının iddia ettiğinin aksine BCS CASHMERE &SILK’in kendisine ait bir marka olduğunu ve tescil işleminin en son aşamasına gelindiğini, taklit ve benzerlik bakımından davacının markası ile ortak bir yanının olmadığını, Türk Patent Enstitüsü’nün kararı ile bu konuda davacının tüm iddialarını reddettiğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı yanın BCS Cashmere & Silk şekil ibareli 2006/51893 nolu marka başvurusunun tescil edilmiş olduğu ancak delil tespit davası kapsamında alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, fotoğraflar incelendiğinde davalı mağazasının panosunda BCS şekil ibaresinin görsel anlamda daha küçük ve Cashmere & Silk ibaresinin ise daha büyük fontta ve vurgulu olduğu, ayrıca davacı tarafın delil listesi ekinde yer alan Sabah Gazetesi’nin 13/02/2007 ve 14/02/2007 tarihli yer alan fotokopilerinde Scala Nuova Alışveriş merkezinin reklamının bulunduğu ilanda BCS ibaresini kullanmadan yalnızca Cashmire & Silk ibaresine yer verildiği, mevcut fotoğraflarda davalı Burçak Butik Mağazası’nın dış mekanında kullanılan panoda Cashmere & Silk ibaresinin BCS ibaresiyle kıyaslanamayacak ölçüde büyük fontta yer alması ve dikkat çekmesinin, davacı tarafından kullanılmakta olan Silk & Cashmere ibaresiyle benzer ve iltibasa neden olduğundan, markanın tescil edildiği ve tescil başvurusunda bulunulduğu şekliyle kullanılmadığı tespit edildiğinden davalının eyleminin TTK’nın 57/5 kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının davacı markasına yönelik tecavüzünün ve haksız rekabetinin menine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacı tarafın marka haklarının ihlali, hakkaniyet ilkesi, olayın oluş şekli, kusur durumu gözetilerek 60.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.


Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.


2- Dava, marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olayın özellikleri gözetildiğinde, davalı tarafça davacının marka hakkının ihlal edildiği ve haksız rekabet oluşturduğu anlaşılmaktaysa da davalı tarafın sosyal ve ekonomik durumu göz önüne alındığında davacı taraf lehine belirlenen manevi tazminat miktarı yüksektir. Bu durumda mahkemece, davacı lehine 60.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay