“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 01.03.2012 tarih ve 2009/126-2012/49 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili adına 28.05.2003 tarihinde tescilli Matrix markası bulunduğunu, davalı şirketin müvekkiline ait tescilli markasını izinsiz olarak, aynı emtialar üzerinde kullanarak ürünler ürettiğini ve satışa sunduğunu, davalının Matrix markasını kullandığı ürünler ile müvekkiline ait ürünler arasında iltibas yaratıldığını, davalıya çekilen ihtara verilen cevapta Matrix markasının 05.06.2003 tarihinden itibaren kendileri adına tescilli olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin aynı markayı davalıdan önce tescil ettirdiğini, ileri sürerek davalıya ait 2003/14193 numaralı marka tescil belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicil’den terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, her iki marka başvuru tarihleri arasında yedi gün gibi kısa bir süre bulunduğunu, teknik olarak davacı tarafın bir marka tescil başvurusunda bulunduğunun müvekkili tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin tescilden itibaren bu marka ile satılan ürünleri piyasada her zaman bulundurduğunu, davacı tarafın markasını korumak için iki yıl bekledikten sonra bu davayı açmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait marka ile davalıya ait markanın her ikisinde de MATRİX ibarelerinin yer aldığı, her iki markanın kapsamındaki malların, benzer ihtiyaçları giderdiği inşaat sektöründe kullanıldıkları, birbirleri yerine ikame edilebileceği rekabet imkanının bulunduğu birbirlerini tamamladıkları, satış ve dağıtım kanallarının ortak olduğu, kullanım yöntemleri dikkate alındığında davacıya ait marka kapsamındaki emtia ile, davalıya ait marka kapsamındaki emtia arasında sınıfsal benzerliğin bulunduğu, her iki markadaki ”MATRİX” ibaresi nedeniyle ortalama tüketicinin bu mallar arasında satın alma kararı verirken her iki markayı birbirine karıştırabileceği, davalıya ait markayı, davacının seri markalardan birisi olduğunu düşünebileceği, malların farklı işletmelerden geldiğini düşünse bile, işletmeler arasında organik bir bağ bulunduğu hissine kapılabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalı adına tescilli 2003/14193 no’ lu marka tescil belgesinin hükümsüzlüğüne TPE sicilinden terkinine, hükümsüz kılınıncaya kadarki kullanım tescile dayalı kullanım niteliğinde olduğundan davalının bu markayı kullanmasının önlenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.


Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

 Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 03,15 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 16.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay