“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
VEKİLİ : AV. …
VEKİLİ : AV. …

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/06/2012 tarih ve 2010/378-2012/125 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15.04.2014 günü hazır bulunan davacı vekilleri Av. … ve Av…. Turan ile davalı vekili Av. İrem Kuyumcu dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkil şirketin tescilli olan “KALEKİM USTA KULÜBÜ”, “USTA KULÜBÜ KALEKİM” ibareli markalarının ve “WWW.USTA KÜLÜBU.COM” alan adının sahibi olduğunu, davalının müvekkilinin markaları, eserleri ve alan adı ile ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan, açıkça iltibas yaratan “KYK USTA KULÜBÜ” ibaresinin kötü niyetle, haksız, usul ve yasaya aykırı bir şekilde kullandığını, davalının müvekkilinin haklı şöhretinden ve ticari ününden faydalanmaya çalıştığını ileri sürerek davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine,önlenmesine, davalı şirket tarafından kullanılan basılı evrak, fatura, sevk irsaliyesi, broşür, ambalaj, her cins etiket, ticari evrak vs. basılı madde ile tanıtım vasıtalarının üzerindeki davacı markasının silinmesine, mümkün olmadığı takdirde imhasına ve hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkil şirketin dünyanın en büyük 10 porselen üreticisinden ve en büyük 100 seramik üreticisinden birisi olduğunu, müvekkile ait “KYK USTA KULÜBÜ” markası ile davacıya ait “KALEKİM USTA KULÜBÜ” markasının iltibas suretiyle haksız rekabete yol açtığı iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira; “usta klübü” ibaresinin bir organizasyonun, yapılanmanın ve faaliyetin çeşidini ifade eden genel bir kullanım olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti için markayı oluşturan bileşenlerin ayrı ayrı değil, bir bütün olarak karşılaştırılması gerektiği, zira; markayı oluşturan bileşenlerin ayrı ayrı değil, bir bütün olarak tüketici üzerinde etki bıraktığı, markalar karşılaştırılırken bir bütün olarak değil de belli bileşenleri göz önünde bulundurulduğunda fikri mülkiyet hukukundan doğan tekel hakkının aşırı derecede korunmuş olacağı, fikri mülkiyet hukukunun vermiş olduğu tekel hakkı korunurken güvence altına alınan rekabet hakkının da ihlal edilmemesi gerektiği, taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırılıp değerlendirme yapıldığında, karıştırma ihtimali ve marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,05 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay