“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ : … 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/03/2012 tarih ve 2007/7-2012/49 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15/04/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … Küçükarslan, davalılardan asil … ile davalılar vekili Av. … Kocaman dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin merkezi Hamburg’da bulunan ve 25 yılı aşkın süredir elektrikli tost, gril ve ızgara makine ve akşamlan üreten bir şirket olduğunu, … başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde mallarının SILEX markası altında pazarlandığını, anılan markanın … ve Türkiye’de tescilli bulunduğunu, davalılardan …’ın, 2000 yılından itibaren 610.15 model SILEX ızgaralarının …, İngiltere, Fransa, Hollanda,… atışı ile iştigal ettiğini, … içi satışları … GmbH ve … dışı satışları ise… GmbH unvanlı şirketler aracılığıyla gerçekleştirdiğini, müvekkiline ait ürünlerin …’da yaşayan Türkler tarafından iyi bilinmesi ve yoğun olarak tüketilmesi nedeniyle, Türkiye’de hazır bir pazar alanının bulunduğundan yola çıkılarak, üretimin Türkiye’de yapılması fikrinin geliştiğini, 2000 yılı itibariyle müvekkilinin Türkiye’de faaliyete geçmeye karar verdiğini, … ile olan iş ilişkileri nedeniyle müvekkil böyle bir girişim için …’ın uygun bir ortak olacağını düşündüğünü, buna göre çalışmalar yaptığını, süreçte davalı … ile olan ticari ilişkinin bozulması nedeniyle müvekkilinin 2002 yılı ortalarında Türkiye’deki girişimini durdurmaya karar verdiğini, ancak … ile ticari ilişkinin devam ettiğini, 2004 yılında piyasada taklit SILEX markalı tost makinalarının bulunduğu ve sahte ürünlerin … ve ortağı bulunduğu şirketlerce yapıldığının anlaşılması üzerine ticari ilişkisinin sona erdirildiğini, … GmbH sahibi ve yetkilileri olan … ve … ile taklit SILEX marka ızgara makinalarının üretim ve dağıtımında onlarla birlikte hareket eden … Alıcıer aleyhine 20.03.2006 tarihinde … Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, taklit üretimin tespit edildiğini, davalıların Türkiye’deki işyerlerinde de taklit emtiaların belirlendiğini, suç duyurusunda bulunduklarını, davalı … şirketinin “… ” ibaresini marka olarak yaptığı tescil başvurusunun red edildiğini, bu davalının kuruluş nedeninin, müvekkilin Türkiye’de üretim yapma planı olduğunu, üretim yapma kararından vazgeçtiğini, … unvanlı şirket ile bir ilgisinin kalmadığını, davalıların şirketin unvanında değişiklik yapmaları gerektiği yerde, kötü niyetle sözkonusu tecavüz ve
haksız rekabet fiillerini gerçekleştirdiklerini ileri sürerek, diğer davalı şirketin de aynı ibareli garanti belgesi aldığını, müvekkilinin sloganlarını kullandığını ileri sürerek ve ıslah isteminde bulunarak, davalıların müvekkilinin marka ve telif haklarından doğan haklarına tecavüz ile haksız rekabet teşkil eden fiillerinin tespitine ve önlenmesine, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, davalı şirketin unvanından “… ” ibaresinin çıkarılmasına, SILEX ve/veya … ibarelerinin, garanti belgesi ve sair iş evraklarında davalılar tarafından kullanmasının durdurulması ile önlenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik, 100.000TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat ile 556 sayılı KHK’nın 68. maddesi gereğince markasının itibarının önemli bir ölçüde zarar görmüş olması sebebiyle ayrıca 10.000 TL itibar tazminatının davalılardan tahsili ile hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkilleri … ve … aleyhinde …’da yapılan şikayet üzerine dava dilekçesinde bahsedildiği gibi Dortmunt Savcılığı’nca 20.03.2006 tarihli iddianame tanzim edilerek … Asliye Mahkemesi’nde dava açılmış olması nedeniyle de derdestlik itirazında bulunduklarını, ayrıca şirket ortaklarına husumet yöneltilmesinin yerinde olmadığını, davaya konu markanın izne dayalı kullanıldığını, Türkiye’deki ortak üretimle ilgili talimatın bizzat davacı tarafından verildiğini, aramada bulunan ürünlerin de taklit olmayıp, davacıdan ithal edilen ürünler olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, “SILEX” markasının 14.03.1997 tarihinden itibaren 09, 11 ve 21 sınıflarda davacı adına tescil edildiği, yenilendiği, davalı şirketin 30.10.2001 tarihinde tescil edilerek tüzel kişilik kazandığı, davacı şirketin …’da faaliyet gösterdiği, tost, gril ve ızgara makine ve akşamları üreten bir firma olduğu, özellikle …’da yaşayan Türkler arasında iyi tanındığı, davacı şirketin “Silex” markası altında üretip sattığı tost ve ızgara makinelerinde kullanmakta olduğu patentin … Patent Ofisi nezdinde DE 295 15 952 U I no ile tescil edilmiş olduğu, ancak Türkiye’de davacı şirket adına bir patent tescili bulunmadığı, davalılardan …’ın 1999 yılından itibaren Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ve bu bağlamda Türkiye’de 610.15 model “Silex” ızgaralarının satışıyla iştigal ettiği, davalı …’ın … içi satışları dava dışı … GmbH ve … dışı satışları ise… GmbH aracılığıyla gerçekleştirdiği, 2000 yılında üretimin Türkiye’de yapılması konusunda davacı şirketin karar aldığı ve bu girişimin davalı … ile ortak olarak gerçekleştirilmesinin düşünüldüğü, hatta davacı şirket tarafından bu amaçla Türkiye’ye bazı döküm kalıplarının ve üretim makinelerinin gönderildiği, ancak, 2002 yılının sonlarına doğru davacı şirketin bu girişimini durdurduğu, bu tarihten 2004 yılının sonlarına kadar davalı … ve bu kişinin ilişkili olduğu şirketlerle davacı şirket arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği ve Türkiye’ye …’dan ithalat yapıldığı, 2004 yılında, davalılardan … ve… Rektaş’ın hissedarı oldukları ve davacı şirketin distribütörü sıfatıyla “Silex” markalı ürünlerin …’da pazarlaması ve satışını sağlayan … GmbH’nin taklit “Silex” 610.15 tipi ızgara makineleri üretip pazarladığının davacı şirket tarafından ileri sürüldüğü, bu çerçevede Bochum Eyalet Mahkemesinin 11/2/2005 tarihli ihtiyati tedbir kararını vererek dava dışı … GmbH’ın davacı şirketin “Silex” 610.15 tipi ürününü satmasını yasakladığı, böylece taraflar arasında ihtilaf çıktığı, …’da meydana gelen uyuşmazlık sonrasında taklit malların Lünen’de bulunan bir çay salonunun kilerinde imal edildiğinin ortaya çıktığı, Türkiye’de de şikayetlerin yapıldığı, taklit mallara el konulduğu, davalı şirketin “… ” sözcüğünü 11. sınıfta kullanılmak amacıyla marka olarak kendi adına tescili için 09.01.2004 tarih ve 2004/00326 nolu marka tescil başvurusunu yaptığı, fakat bu
başvurunun … tarafından reddedildiği, bu sözcüğün marka olarak davalı şirket adına tescili için davacı şirketin bir talimat veya izin verdiğine ilişkin herhangi bir delile rastlanmadığı, esasen unvan bakımından da sessiz kalma ile hakkın düştüğü savunmasının yapıldığı, fakat davacı şirket bakımından bu kadar ağır ve hayati sonuç doğurmaya elverişli delil bulunmadığı gibi olayların gelişimi de davalıların bu savunmasını doğrulayacak nitelikte olmadığı, her ne kadar bazı yazışmalarda davacı şirketin veya yetkililerinin davalı şirkete “Silex” ya da ”Silex Türkiye” olarak hitap etmiş, 2001 ve 2003 yılına ait iki faturada da … ve Tic. Ltd. Şti.” ibaresini kullanmış olması böyle bir sonuç doğurmak için yeterli kabul edilmediği, o tarihlerde davacı şirketin Türkiye’de üretim yapmak istediği, dava dışı Beksi Ltd. Şti.. ile davalı … ltd. Şti’nin bu amaçla kurulduğu, unvan kullanımının bir çeşit şarta bağlandığı, bu şartın gerçekleşmediği, davacı şirketin Silex markasının davalı şirket tarafından marka olarak kullanılmasına muvafakat ettiğini gösteren bir delil de bulunmadığı, “… ” sözcüğünün davalı şirketin ticaret unvanında bulunması, böyle bir kullanımın yasal olduğu bir an için kabul edilse bile, bu sözcüğün davacı şirketin izni olmadan davalılar tarafından marka olarak kullanılmasını mümkün ve yasal kılmayacağı, ticaret unvanı ve markanın birbirinden farklı kavramlar olduğu, davalılar taraflar arasındaki ticari ilişkinin bitmesiyle “… ” sözcüğünü marka olarak kullanamayacaklarının bilincinde oldukları, 2004, 2005, 2006 ve 2007 yıllarında … Kutsan’a SiIex markasını içeren kutu siparişleri verdikleri, ayrıca davalıların A. Döksan’a 1500 adet ızgara tablası siparişi vermiş olmalarının da tarafların ortak üretime başladıkları sonucunu çıkarmayacağı, sipariş edilen bu ızgaraların ortak üretimde kullanılmak üzere sipariş edildikleri ispata muhtaç olduğu, zira, davalıların …’da yapılan savunmalarında belirttikleri üzere, böyle bir üretimin en az 1.000 m2’lik bir alana ve sanayi makinelerine ihtiyaç gösterdiği, pres makineleri, kalıplar ve eklerinin “çok büyük yer kaplayan sanayi tesisi'” gerektirdiği, bu kapsamda bir üretim tesisi kurulmuşsa, bunun ispatının davalılar bakımından güç olmaması gerektiği, davalılardan … ve …’ın diğer davalı şirketler yanında şahsi eylemleri ile marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet nedeniyle sorumlu bulundukları, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin dava tarihine kadar devam ettiği, ceza zamanaşımı süresi de dikkate alındığında zamanaşımı definin de yerinde bulunmadığı, maddi ve manevi zararın doğduğu, itibar tazminatı koşullarının olmadığı, davalıların ticari defterlerinin incelenmesinin mümkün olamadığı, sahte ürünlerin miktar ve mahiyetine göre BK’nın 42-43. maddeleri de göz önünde tutulduğunda, davacı tarafından talep olunan maddi tazminat miktarının makul bulunduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle davalıların …’de davacı taraf adına tescilli bulunan “SILEX” markasına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine ve önlenmesine, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden ve davalı tarafça “… ” ve “Silex” ibareli ürünlerin imalat ve satışının önlenmesine, yine aynı ibareli garanti belgesi ve iş evrakının da kullanımının önlenmesine, davalı şirket … Elektronik Sanayi Dış Tic. Ltd. Şti’nin ticaret unvanından “… ” ibaresinin terkinine, 15.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.336,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 15/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay