“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk (Kartal Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk) Mahkemesi’nce verilen 16.04.2012 tarih ve 2010/189-2012/110 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava HUMK’nın 3494 sayılı Kanunla değişik 438/1. maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili; davalı tarafın müvekkiline ait tescilli markayı haksız olarak tabela, katalog ve sair tanıtım unsurlarında kullandığını, ayrıca tabelaların kullanıldığı Ankara ve Bursa şubelerini fotoğraflarıyla birlikte www.akparca.com ibareli internet sitesinde de yayınladığını, davalının internet sitesinde müvekkiline ait “Hyundai” ibaresini haksız olarak birçok kez kullandığını, müvekkili tarafından hiç bir şekilde yetkilendirilmemesine rağmen yetkili satış merkezi imajı yaratarak müşterilerin yanılmasına sebebiyet verdiğini, böylece davalının TTK hükümlerine göre haksız rekabete sebebiyet verdiğini ve bu eylemlerinin müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını belirterek markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve sonuçlarının ortadan kaldırılması ile fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi ve 5.000 TL itibar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili; müvekkili tarafından satışa çıkarılan Hyundai araçlarına ait parçaların tamamının orijinal olduğunu, bir kısmının yurt dışında ithal edilmiş bir kısmının iç piyasadaki Hyundai yetkili bayilerinden satın alınıp çok düşük karlar ile ticari piyasaya sunulmakta olduğunu, Hyundai bu satış politikalarını kabul etmediği için tartışmanın çıktığını, müvekkilinin haksız ticaret, haksız bir kazanç veya haksız bir şekilde kimsenin markasını kullanmadığını belirterek koşulları oluşmayan ve haksız olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece; toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının davacıya ait marka kullanımının, “HYUNDAI YEDEK PARÇA MERKEZİ” yazılı kartvizit, tanıtım broşürü, tabela üzerinde olduğu ve internet sitesinde de tanıtım ilanları-beyanları ve açıklamalarının bulunduğu biçiminde olduğu, davalı firmanın orijinal HYUNDAI markalı yedek parça mallarını kanuni hakkına istinaden pazarlaması ve bu malların kendisinde bulunduğunu bildiren tanıtım faaliyetlerinde bulunabileceği yasal ise de, bu tanıtım faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinde kendisini HYUNDAI firmasının yetkili servisi imajını doğuracak biçimde tanıtması, bu suretle müşteri kitlesinde yanılmaya sebebiyet vermesinin haksız rekabet oluşturacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulu ile davalı eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile bu eylemlerinin men’i ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalı eyleminin marka taklit etme şeklinde olmaması nedeni ile tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.


Taraf vekilleri, kararı temyiz etmişlerdir.

Yargıtay Kararı


1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm ,davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.


2- Ancak, davalı işyerinde “HYUNDAİ YEDEK PARÇA MERKEZİ” olarak tabela üzerindeki kullanımın marka hakkına tecavüz oluşturmadığı kabul edilmiş ise de; davalı bu işyerinde sözkonusu ibare ile davacı şirkete ait yedek parça ürünlerinin satışını gerçekleştirdiğine göre, dava konusu tabela üzerindeki kullanım anılan ürünlerin toptan veya perakende satış hizmetlerine ilişkin bulunmaktadır. Davacı markasının tanınmış marka olduğu kabul edildiğine göre, koşulları varsa tanınmış markanın asli unsurunu oluşturan “HYUNDAİ” kelimesinin satış hizmetlerinde kullanılması eylemi, 556 sayılı KHK’nın 9/1-(b) ve (c) bentleri ile 62. maddeleri kapsamında aynı zamanda davacının marka hakkına tecavüz de oluşturur. Bu bakımdan davacının 556 sayılı KHK’nın 61 ve 66. maddelerine dayalı taleplerinin de değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin (2) nolu bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 03,15 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay