“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada…. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05.06.2012 tarih ve 2009/115-2012/187 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalı adına tescil edilen ”…” ibareli markanın müvekkilinin tanınmış ”…” ibareli markaları ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, yine, davalı tarafça markanın üzerinde kullanıldığı ürünlere ait ambalajların/ambalaj kutularının/stick paketlerin müvekkiline ait olan ve piyasada yaygın olarak bilinen stick paket ve kutu ambalajları ile ayniyet yaratacak kadar benzer olduğunu, davalı kullanımlarının müvekkili marka hakkına tecavüz ettiği gibi haksız rekabet yarattığını belirterek davalı markasının hükümsüzlüğüne, davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yaratan kullanımlarının tespitini ile davalının haksız rekabetinin men’ine, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, taraf markalarının benzer olmadığını, iltibas tehlikesi bulunmadığını, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin sakız ürünlerinde kullanılmak üzere davaya konu markayı ”..” ve ” …” anlamlarına gelen iki kelimeyi birleştirmek suretiyle ”…” şeklinde tescil ettirdiğini, davacı markasının tanınmış marka olarak kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdikleri, TTK’nın 20/II. maddesi de dikkate alındığında davalı firmanın markasını ve ticaret ünvanını seçerken aynı sektörde faaliyet gösterenlerle iltibas teşkil etmeyecek bir markayı seçip tescil ettirmesi gerektiği, taraf markalarında bulunan ”…” ibaresi ortak olup, baskın unsur durumunda bulunduğu, taraf markalarının benzer olduğu, iltibas tehlikesinin bulunduğu, kişisel görüş niteliğinde bulunan bilirkişi raporundaki ayrık görüşe itibar edilemeyeceği, tescilli markanın iptal yada hükümsüz kılınıncaya kadar kullanılması yasal olduğundan buna ilişkin eylemlerin haksız rekabet oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının 2006/45015 tescil nolu markasının hükümsüzlüğüne, haksız rekabetin men’in, ortadan kaldırılması vs. istemler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacılar vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlük koşullarının gerçekleşmiş olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.


2-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacı tarafça tescilli marka hakkına dayalı olarak dava açılmak suretiyle davalı markasının hükümsüzlüğü, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi talep edildiği ve ticaret ünvanına dayalı bir dava bulunmadığı halde gerekçeli kararda dava konusu markanın davacının ticaret ünvanının ayırtedici unsurunu da oluşturduğu hususunun yazılmış olması doğru görülmemekle birlikte, bu hususa yönelik bir hüküm tesis edilmediği ve bahsi geçen yanlışlık neticeye müessir görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.


Ancak, davacı tarafça davalının markasını kullandığı ürünlere ait ambalajların, ambalaj kutularının ve stick paketlerin müvekkili adına tescilli markanın üzerinde kullanıldığı ve piyasada yaygın olarak bilinen stick paket ve kutu ambalajları ile ayniyet yaratacak derecede benzer olduğundan bahisle bu durumun da marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yarattığını belirterek haksız rekabet ve tecavüzün tespiti, men’i ve ortadan kaldırılmasını istemiştir. Dosyada mevcut davacıya ait marka tescil belgelerine göre, davacı adına tescilli ”…” asıl unsurlu markaların aynı zamanda mal ve ambalajı ile birlikte tescil edildiği anlaşılmaktadır. 556 sayılı KHK’nın 5. maddesi uyarınca ayırtedici vasfa sahip olmak koşuluyla malların biçimi veya ambalajlarının da marka olarak tescili mümkün olup, anılan KHK hükümlerine göre koruma altındadır. Öte yandan, 6762 sayılı TTK’nın 56 vd. maddeleri uyarınca da, başkasının iş mahsüllerinin iltibasa yol açacak derecede ve haksız kullanılması haksız rekabet oluşturur. Bu durumda, sözkonusu ambalaj, kutu ve stick paketler bakımından da yukarıda belirtilen hükümler doğrultusunda değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken bu yöndeki talebin reddi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıdaki (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile dava konusu markanın hükümsüzlüğüne yönelik usul ve yasaya uygun mahkeme kararının ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 14.012014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay