“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)


Taraflar arasında görülen davada Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03.07.2012 tarih ve 2010/902-2012/269 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, uzun yıllardan beri kullanılarak tanınmış hale gelen “Divan” ve “Divan Oteli” markalarının Setur Servis Turistik A.Ş’den 23.03.2006 tarihinde müvekkili şirket tarafından devralındığını,bu devirle birlikte 50 yılı aşkın süredir kullanılan ve tanıtılan 169914 sayılı “Divan”ve 04256 sayılı “Divan Otelcilik” ve 40’a yakın markanın müvekkiline devredildiğini, davalının “Otel Divan” ibaresi ile otelcilik hizmeti verdiğinin tespit edilmesi üzerine davalıya 29.03.2010 tarihinde ihtarname gönderilerek kullanıma son vermesinin talep edildiğini, ancak davalının bu eylemine devam ettiğini ileri sürerek, müvekkilinin şirketleri adına tescilli markanın davalı tarafca haksız ve hukuka aykırı olarak kullanılması sebebiyle oluşan marka hakkına tecavüzün tespitini, tecavüzün önlenmesini, haksız rekabetin men’ini ve davalının ticaret ünvanının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili; müvekkili tarafından işletilen otelin 1940 yılından beri faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin bu işletmeyi 1991 yılında devraldığını,…-Otel Divan ibaresini 03.02.2005 tarihinde ticaret siciline tescil ettirdiğini,divan kelimesinin anlamı ve tarihsel süreç nedeni itibariyle kullanımının tek bir kişiye özgülenemeyeceğini, Türkiye’nin her yerinde Divan adı altında oteller bulunduğunu, tarafların müşteri kitlelerinin farklı olduğunu, müvekkilinin uzun yıllardır kullandığı marka ve unvana kayıtsız kalan davacının açtığı davanın dürüstlük ilkesine aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı markaları ile davalının marka kullanımının aynı olduğu ve aynı hizmet sektörüne yönelik olduğu, davacı tarafın davalı yanın kullanımına uzun süre sessiz kaldığı, sessiz kalma nedeniyle hak kaybına uğradığı bu yüzden söz konusu davada ileri sürülen tecavüz iddialarının hakkın kötüye kullanımı niteliği taşıdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 03,15 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 25.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay