“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … 1. ANADOLU FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk (kartal Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk) Mahkemesi’nce verilen 14.06.2012 tarih ve 2010/73-2012/216 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili; müvekkili şirkete ait tescilli “…” markasının haksız, kötü niyetli ve hukuka aykırı kullanmaya karşı 556 ve 554 sayılı KHK kapsamında korunmaya değer marka niteliğini taşıdığını, müvekkilinin iştigal sahası ile davalının iştigal sahasının aynı olduğunu, benzer türdeki mal ve hizmetleri içerdiğini, bu itibarla tüketici nezdinde davalının haksız kullanımının ayırt edilemeyecek kadar benzerlik oluşturduğunu, müvekkilinin tescilli markasına tecavüzün varlığı ile müvekkili aleyhine haksız rekabet oluştuğunuu müvekkiline ait markanın kullanımı ve davalının, müvekkilinin haklı üne sahip tanınmış markasını iltibas yaratacak şekilde kullanımının müvekkilinin hem ticari gelir kaybına neden olduğunu hem de ticari itibarını zedelediğini iddia ederek müvekkil şirkete ait “…” markasının ya da bu ibare ile iltibas oluşturacak ibarelerin davalı firma tarafından ürünlerinde tabela, broşür, iş evrakı vb. her hangi bir yerde kullanımının önlenmesini, refi ve men edilmesini, müvekkil şirketin tescilli markası olan “…” markası iltibas oluşturan davalının kullandığı ibare dolayısıyla markaya tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesini, men’ini ve ortadan kaldırılmasını, 1.000 TL maddi, 5.000 TL manevi olmak üzere toplam 6.000 TL tazminatın tahsilini, kesinleşen mahkeme kararının tirajı en yüksek üç ulusal gazeteden birinde ilanını talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri

Davalı vekili;müvekkilinin 1989 yılından bu tarafa resim ve tablolara çerçeve yaparak geçimini sağlamaya çalışan mahalle arasında 10 metrekarelik bir dükkanda çalışan küçük bir esnaf olduğunu, ortağı yada kurucusu olduğu hiç bir şirket olmadığını, açılan bu dava ile ilgisinin soyadının … olması nedeni ile dükkanında … tabelası kullanmasından ibaret olduğunu, kullanılan tabelada yalnızca … yazdığını, davacı taraf ile rekabet edecek hiç bir unsurun bulunmadığını, yaptığı işin davacı tarafın yaptığı iş ile alakasının bulunmadığını, tescilli markanın aynı veya benzer işaretinin kullanılmasının söz konusu olmadığını, kullandığı bir işaretin dahi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının 1989 tarihinden beri camcılıkla uğraştığı her iki taraf kullanımında “…” ibaresinin ayırdedici olduğu,davacı tarafın, tüzel kişiliği haiz bir şirket olup üretim ve piyasaya sunuş faaliyetlerinde bulunduğu, bir işletmenin ticaret ünvanının sicilde yazılı ve kayıtlı olduğu şekilde kullanılması ve ünvandaki çekirdek sözcük ya da sözcüklerin farklı renkte, büyük puntolarla ya da öne çıkarılarak kullanılmaması halinde marka hakkına tecavüz oluşturmayacağı, terkin gerçekleşinceye kadar ticaret ünvanının kullanılmasının TTK’nın 20/I, 41. ve 52. maddeleri gereğince yasal hak ve yükümlülük olduğundan davalının bu yöndeki kullanımı da tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalının kullanımının işletme adıyla sınırlı olmasına ve davacı tarafından davalının markasal kullanımı olduğunun kanıtlanamamış bulunmasına göre,davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 03,15 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 17.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay