“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada….Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/05/2012 tarih ve 2008/133-2012/114 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin …’da halı sektöründe alım-satım işiyle iştigal ettiğini, müvekkili şirket sahibinin, şirketleşmeden önce de bu işi sürdüren ve baba mesleği olarak bu güne getirenin…. olduğunu, 1978 yılından itibaren …’nın işyeri unvanı olarak da… Halı ibaresini kullandığını, 2003 yılında bu ibareyi … nezdinde tescili için başvuruda bulunduğunu, ancak başvurunun kabul edilmediğini, davalının da müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davalının 17/09/2007 tarihinde müvekkiline bir ihtarname gönderdiğini ve “has” ve “halı” ibarelerinin kullanılmamasını ve anılan ibarelerin ticaret unvanından terkinini müvekkilinden talep ettiğini, ayrıca … 4. FSHHM’nin 2008/111 esas sayılı dosyası ile de marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet istemli dava açıldığını, davalının “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, Has ibaresinin esas unsur olarak vasıf ve kalite anlamına geldiğini, “Halı” ibaresinin de belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubunu ayırt etmede kullanıldığını ve davalının markadan doğan haklarını kötüye kullandığını iddia ederek, davalı adına 2003/27010 sayılı ve “… + Şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkilinin tüm faaliyetlerin, 27. sınıfta tescil edilmiş olan halılar, otomobil halıları, paspaslar, kilimler ve yolluklar emtiasında 2003/27010 sayı ile tescil edilmiş olan “…” markası tahtında sürdürdüğünü, yapılan yoğun reklam ve emek sayesinde bu markanın halıcılık sektöründe prestijli bir marka haline geldiğini, …’nın varlığı iddia edilen geçmişten kullanımının, davacı şirkete devredilmediğini, kaldı ki kullanımın sadece Bursa sınırları içerisinde korunacağını, müvekkilinin Has Halı ibaresini öncelikli kullandığını ve ayırt edicilik kazandırdığını, hükümsüzlüğü talep edilen markanın kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığını ve bunun ispat edilmesi üzerine tescilin gerçekleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve düzenlenen 2.bilirkişi raporuna göre, davalının hükümsüzlüğü istenilen tescilli markasında esas unsur niteliğinde kullanıldığı, ibarenin … kelimelerinden ibaret olduğu, ayrı ayrı yazıldığı ve bunu tamamlayan tuğra şeklinde şeklin mevcut olduğu gibi, davalı yanın marka tescil başvurusundan çok önceki tarihten bu yana …” ibaresini sürekli kullandığı, davalının kullanımının hükümsüzlük istenilen markaya şekil itibariyle de ayırt edici nitelik kazandırdığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

 Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,05 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 16/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay