“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ : … FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada … Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.05.2012 tarih ve 2011/2-2012/70 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı-karşı davalı vekili, müvekkili şirketin her türlü gübre solüsyonları ile tarım ve bahçecilikte kullanılan verimi ve üretim miktarını arttırmaya yönelik kimyasal solüsyonların imalatı ve satışı ile iştigal eden dünyada ve ülkemizde tanınmış bir şirket olup, işbu faaliyetlerini adına tescilli … markaları tahtında sürdürdüğünü ve markalı ürünlerini 1994 yılından bu yana dava dışı … Tarım ve … San. ve Tic. A.Ş. eliyle Türkiye pazarında sattığını, davalının müvekkiline ait … markalarının aynısı ve/veya iltibas yaratacak düzeyde benzeri ile taklit markalı malları imal edip, satışa sunarak haksız rekabette ve marka hakkına tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek, davalının fiillerinin haksız olduğunun tespiti ile haksız rekabetin ve marka tecavüzünün men ve ref’ine, hükmün ilanına, 5.000 TL manevi ve 1.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın ise reddini savunmuştur.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı-karşı davacı vekili, dava konusu markanın genel ibare olup, sektörde herkes tarafından kullanıldığını ve kimyasal çözümlemede .. şeklinde ifade edildiğini, müvekkilinin sattığı üründe ise kendi markasının ve ayrıca ürünün içeriği hakkında bilgi vermek amacıyla … ibaresinin, bu ibarenin açılımı ile birlikte bulunduğunu, bu itibarla müvekkilinin kullanımının 556 sayılı KHK’nın 12. maddesi çerçevesinde dürüst kullanım olduğunu, davacı-karşı davalının tescilli markasının sadece “Potasyum tiyosülfat içeren gübre solüsyonları” emtiasında tescilli olması nedeniyle bu emtiada yer almayan müvekkilinin ürününün markaya tecavüz etmesinin söz konusu olamayacağını, müvekkilinin iyiniyetli olup, … ibaresinin kullanımına da son verdiğini savunarak, asıl davanın reddini, karşı davada ise, davacı-karşı davalının 99/013286 no’lu … ibareli markayı 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinde belirtildiği şekli ile kullanmadığından 42/c bendine göre, … ibaresinin sektörde genel bir ad olması nedeniyle 556 sayılı KHK’nın 7/1-a, c ve d maddeleri
kapsamında 42/a bendine göre, davacı-karşı davalının … ibareli markanın sektörde genel ad olarak kullanılmasına uzun süre ses çıkartmayarak bu ibarenin …-gübre sektöründe Potasyum Tüyo Sülfat bileşeninin genel adı olarak kabul edilmesine sebebiyet vermesi nedeniyle 42/d bendine göre hükümsüz sayılarak iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu ibarenin kısaltma olarak algılanmasına karşılık, tanımlayıcı işaret sayılması yönünde kesin bir görüş oluşmadığı, bununla birlikte, bu işaretin bir an için tanımlayıcı olduğu kabul edilmiş olsa bile, markanın başvuru tarihi olan 1999 ve tescil tarihi olan 2001 tarihinden bu yana kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandığının kabulü gerektiği, tüketici gözünde … ibaresinin piyasada bulunan gübre solüsyonları için marka haline geldiği, davalı-karşı davacının her şeye rağmen … ibaresini ürünün özü hakkında bilgi veren teknik bir ibare olarak kullanabilmesi olasılığı var ise de, bu kullanımın dava konusu edilen ölçekte ve biçimde olmayıp ancak, tüketicilere, alıcılara, ambalaj üzerinde markasal olmayan tarzda ve bilgi verici metin içinde gerçekleşebileceği, bu itibarla, davalı-karşı davacının dava konusu edilen kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet niteliği taşıdığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise 556 sayılı KHK’nın 7/1-a-c ve 42/a ve d maddelerinde yazılı sebeplerin ve koşulların gerçekleşmediği, davacı- karşı davalının markayı korumak için çaba gösterdiği, haksız kullanıcılara karşı ihtarlar çektiği, öte yandan, … ibaresinin Latince kimyasal ürün isminin kısaltması olmasına rağmen, uzun süreli kullanımla bir marka haline geldiği, artık tanımlayıcılığı ileri sürülerek hükümsüzlüğünün istenemeyeceği, ibarenin ticarette herkes tarafından kullanılan ve yaygın olan bir ürün adı olduğu iddialarının kabul görmediği gerekçesiyle, reddine karar verilmiştir.


Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı-karşı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay