“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/07/2012 tarih ve 2011/110-2012/86 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilin … nolu “…” ibareli markanın 42. sınıfta sahibi olduğunu, …’de uzun yıllardır faaliyette olduğunu, Ege bölgesinde tanınan işletme olduğunu ve marka yarattığını, restoran işletmeciliğinden aranan bir marka haline geldiğini, civar illerde markanın bilindiğini, bu yüzden kötüniyetli kişilerce markanın ihlal edildiğini, ihtara rağmen karşı yanın markayı haksız kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek markanın hukuka aykırı kullanımının tespitini, önlenmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, 06.07.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 35.948,25 TL maddi tazminat istemiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı- karşı davacı vekili, müvekkilinin markaya tecavüzde bulunmadığını, kendi işletme adını kullandığını, marka olarak değil işletme adı olarak kullandığını, … ibaresinin herkesin kullanımına açık bir ibare olduğunu, davacının başka bir ilde faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin ise, … Pide Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti’den işletmeyi devraldığını ve onun tanıttığı isimle aynen kullanmaya devam ettiğini, davacı firmanın …’ya daha sonra geldiğini ve markayı kullanmadığını, müvekkilinin bu ibareyi İzmir’de tanıttığını, davacı markasının …’de hükümsüz olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, karşı davası ile de davacı markasının hükümsüzlüğü ve “…” ibaresinin işletme adı olduğunu, işletme adının kullanımının yasal olduğunu, bu yönde kullanıma devam etmesi yolunda karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının işletme adından ibaret olması gereken ibareyi tescilsiz marka olarak kullandığı tespit dosyası ile kanıtlandığı, davacı …’de mukim olmakla birlikte, marka sadece … için tescillenmediği, ülke çapında korunduğı, bu bakımdan MarkKHK‘nın ilkelerine uygun olarak davacı marka sahibinin bu tecavüzün durdurulması ve yoksun kaldığı kazancı talep hakkı bulunduğu, her ne kadar davalının sözleşme ile devraldığı işletmenin 30/07/2008’de devredilmesinin daha önce resmi kurumlara 18/12/1991 tarihinde … adına esnaf kaydı yaptırılırken “…PİDE” şeklinde işletme adı kaydının yapıldığı belirlenmiş ise de davalının kendisine işletmeyi devredenden gelen bu adı işletme adı olarak kullanabileceği, ancak işletme adını abartarak marka biçimde kullanamayacağı, davalı MarkKHK 8/5 md. dayalı olarak öncelikli olduğunu ileri sürülüp, davacı markasının hükümsüzlüğünü istemiş ise de, davacı markasının tescil edildiği 21/10/1998 tarihinden bu yana hükümsüzlük davası açma bakımından halen süre koşuluna uymadığı davayı, 5 yıllık süre dolduktan sonra 20/07/2011’de açtığı, hükümsüzlük davasının kabul edilemeyeceği, ancak, muarazının önlenmesi bakımından ileri sürülen talebin önceye dayalı işletme adı kaydının kullanılması yönünde uygun görüldüğü, gerekçesi ile asıl davada davalının “davacı adına TPE’de tescilli bulunan “…” ibareli markayı markanın kayıtlı olduğu emtiada markasal biçimde (motokurye araçlarında, büyük puntolarla işletme adı olarak, menülerde, ambalajlarda, personel kıyafet ve önlüklerinde vs. tanıtım gereçlerinde) kullanmasının davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine ve önlenmesine, 5.000 TL manevi tazminatın ve 23.965,50 TL maddi tazminatın davalıdan tahsil edilerek, davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, karşı davacı tarafından açılan hükümsüzlük davası sabit olmadığından reddine, davalının resmi kurumlara bildirdiği esnaf kaydı yaptırdığı ve/ veya işletme devri yolu ile elde ettiği “…” ibaresinden ibaret işletme adının işlevi ve kapsamında kalmak kaydı ile kullanılabileceğinin tespitine, ancak markasal anlamda kullanmayacağının bu yöndeki istemlerin reddine, karar verilmiştir.


Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı-karşı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.548,60 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 17/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay