“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.01.2012 tarih ve 2010/48-2012/5 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin 37. sınıftaki hizmetlerde kullanılmak üzere “…” ibareli markanın tescili için …’ye başvuruda bulunduğunu, davalı kurumun başvuruyu inşaat hizmetleri, inşaat araç ve gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri için kabul ederek ilanı üzerine davalı tarafından yapılan itirazın … Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini, bu karar üzerine davalı şirketin tekrar itiraz etiğini, itiraz inceleyen YİDK’nun itiraza mesnet 2005/40490 sayılı markanın kapsamında yer alan 11. ve 19. sınıftaki malların itiraza konu hizmetlerle ilişkili olduğu ve markaların benzerlik düzeyinin yüksek olduğu gerekçesi ile 556 sayılı KHK’nın 8/1. maddesi gereğince müvekkiline ait başvurunun reddedildiğini, redde mesnet alınan markanın bütün sınıflarda tescilli olmasına rağmen 37/1 ve 2 alt guruptaki hizmetler için herhangi bir tescilinin bulunmadığını, davalı şirketin 37. sınıftaki ve marka tescili kapsamındaki 11. ve 19. sınıftaki mallarla ilgili herhangi bir faaliyetinin olmadığını, müvekkilinin 11. ve 19. sınıflar için herhangi bir talebinin bulunmadığı gibi 37. sınıf ile 11. ve 19. sınıfların ilişkili de bulunmadığını, 11. ve 19. sınıftaki markaların kullanıcılarının bilinçli tüketiciler olduğu ve bu tüketicilerin markaları karıştırmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin 16 yıldır söz konusu markayı tescilsiz olarak kullandığını, bu markanın sektörde tanınmış hale geldiğini ve müvekkilinin inşaat sektöründe bu marka için üstün hakkı bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’nun 18.01.2010 tarihli ve 2009-M-6221 sayılı kararının iptali ile davalı adına 2005/40490 sayı ile tescilli “…” markasının 11. ve 19. sınıftaki mallar yönünden iptali ve sicil kaydının terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı … Başkanlığı vekili, dava konusu olayda markaların benzerlik düzeyinin yüksek olduğunu, tescili talep edilen 37/01. ve 02. alt guruplardaki hizmetler ile diğer davalı markasında bulunan 11. ve 19. sınıftaki emtiasının ilişkili olması nedeniyle markaların karıştırılmasının kaçınılmaz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı şirket vekili, … markasının 80 yıldır piyasada var olduğunu ve herkes tarafından bilinen tanınmış bir marka olduğunu, müvekkilinin “…, …, … …, … … gibi pek çok tanınmış markanın da sahibi bulunduğu, davacı başvurusunun reddinin yerinde bir karar olduğunu, dava konusu markanın kullanacağı hizmetler ile müvekkili markasının kapsamındaki malların ilişkisi olduğu, müvekkilinin söz konusu markayı 11. ve 19. sınıftaki mallar yönünden kullandığını, hükümsüzlük talebi için gerekli sürenin dolmadığını ve davalının bu sınıflar için hükümsüzlük talebinde bulunmasında hukuki yararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraf markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olup çıkartılan sınıfların ilişkili mallar olduğu ve hedef kitlenin karıştırma ihtimalinin bulunduğu, bu nedenle YİDK kararının yerinde olduğu, hükümsüzlük talebi yönünden davacının ticaret unvanı nedeni ile 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesi gereğince öncelik hakkı olup iptali istenen ürün gruplarının davacının faaliyet alanları ile ilgili/ilişkili olduğu, hükümsüzlük şartlarının oluştuğunun anlaşıldığı, davacının dava dilekçesinin ve sonraki dilekçelerinin yorumundan, davacının öncelik hakkına dayanmasındaki kastının 556 sayılı KHK’nın 8/3 ve 8/5 maddeleri olduğu, tescilli ticaret unvanına da dayandığı dilekçenin hukuki tasnifinin yorumundan anlaşılması nedeni ile 8/5. maddesinin hükümsüzlük talebine uygulanabilirliği yönünden ıslaha gerek olmadığı, hakimin tarafların bildirdiği hukuki sebeple bağlı olmayıp tarafların dilekçelerinde bildirdikleri vakıaların hukuki sebebini kendiliğinden araştırıp belirleyeceği, buna göre de, talebin 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesini de içermesi nedeni ile ıslah yapılmasına gerek bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile … ile ilgili talebin reddine, davalı şirket adına tescilli 2005/40490 kod numaralı ‘’…’’ markasının kısmen hükümsüzlüğü ile ilgili talebin kabulü ile 2005/40490 kod numaralı markanın 11. ve 19. sınıf yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/5 ve 42’nci maddeleri gereğince hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.


Kararı, davalı şirket vekili ile katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekili ile katılma yoluyla davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı şirket vekili ve katılma yoluyla davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 03,15 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 17.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay