“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ : İSTANBUL 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2012
NUMARASI : 2011/72-2012/120

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17.05.2012 tarih ve 2011/172-2012/120 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalı şirketin “R” ibaresini 01.09.1998 tarihinde marka olarak tescil ettirdiğini, oysa bu ibarenin ilacın etken maddesinin adı olması nedeniyle marka olarak tescil edilmeyeceğini ve 556 sayılı KHK’nın 7/1-c bendi gereğince cins ve çeşit bildiren ibarelerin tescilini aynı KHK’nın 42. maddesi uyarınca hükümsüzlüğünün istenebileceğini, tüm Dünya’da yaygın şekilde kullanılan bu ibarenin kimsenin tekeline verilemeyeceğini, ayrıca anılan ibarenin Türkiye’de ilk defa müvekkili tarafından kullanılıp maruf hale getirildiğini ileri sürerek, davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, 20.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, ”R” ticari adıyla piyasaya sunulan ürünlerin içindeki etken maddenin ”Etakridin Laktak” veya ”Akrinol Laktat” olduğu, ancak çeşitli kaynaklarda ”Etakridin” etken maddesinin ticari adının ”Rİ” olarak belirtildiği, dolayısıyla ”R’un etken madde olmadığı ancak eczacılık, tıp ve kimya alanında yaygın ad haline geldiği, 1998 yılında ”R.” ibaresi ile tescil edilen davaya konu markanın başvuru tarihinde dahi ilaç piyasasında yaygın ad olarak bilindiği ve piyasada ”R.” adıyla satıldığı, 556 sayılı KHK’nın 7/1-c ve 42/1-a maddeleri uyarınca hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne ve davalı adına tescilli ”R.” adlı markanın hükümsüzlüğüne, davalının kullanımı tescile dayalı olduğundan tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.


Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay kararı


(1) Dairemizin 25.01.2011 tarihli 2009/2502 Esas, 2011/731 Karar sayılı bozma ilamında davacının tazminata ilişkin taleplerinin reddine yönelik temyiz istemi reddedilip, hüküm yalnız hükümsüzlük davasının reddi yönünden bozulmuştur. Bu şekilde tazminatın reddine dair karar kesinleştiğinden tazminat talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yeniden tazminat taleplerinin reddine ve bunun sonucu olarak davalı lehine tazminat talepleri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış kararın davacı lehine bozulması gerekmiştir.


(2) Bozma sebep ve şeklinde göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ:

 Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay