• TESCİLLİ MARKA VE TASARIMA TECAVÜZ
  • HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİ
  • LİSANS BEDELİNE GÖRE MADDİ TAZMİNAT
  • LİSANS BEDELİNİN BELİRLENMESİ
  • MARKALARIN KORUNMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME (556) Madde 66


“İçtihat Metni”

Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/03/2011 tarih ve 2010/84-2011/53 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11.06.2013 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin çamaşır suyu sektöründe tanınmış ve bilinen “Klorak” markalı ürünün üreticisi olup, anılan markanın müvekkili adına tescilli bulunduğunu, davalının müvekkiline ait olan ve koruma altında bulunan “Klorak” markası ile iltibas yaratacak şekilde “Aydora Klor” markası ile çamaşır suyu ürünü satması sonucu müvekkilinin markasının ününden haksız olarak yararlandığını, müvekkiline ait olan “Klorak” markalı ürünün şişesinin tasarımının da tescilli olduğunu, davalının müvekkiline ait tescilli tasarımı kullandığını, davalının eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabet hükümlerini ihlal ettiğini, davalının müvekkiline ait tescilli marka ve tasarım haklarına yaptığı tecavüz nedeniyle müvekkilinin uğradığı maddi zarar karşılığını davalının marka ve tasarımı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin maddi zararının dışında manevi zarar ve itibar zararının da oluştuğunu, davalının iltibasa yol açan ürünü ile müvekkiline ait “Klorak” markalı ürünün aynı kalitede olmadığını, bu nedenle müvekkilinin piyasada sağladığı ün ve itibarın da zarar gördüğünü ileri sürerek, 30.000,00 TL manevi tazminat, 10.000,00 TL itibar tazminatı olmak üzere toplam 40.000,00 TL ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan davada yargılama sırasında yapılan ıslah sonucu 39.948,89 TL maddi tazminatın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davalının marka ve/veya endüstriyel tasarım hakkına tecavüz teşkil eden ve/veya haksız rekabet oluşturan tüm faaliyetlerinin durdurulmasına, davalı şirketin iltibasa neden olan ürünlerinin imhasına ve kararın yayın yolu ile duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin kendi tescilli markası olan “Aydora Temizliğin Gücü” markası ile üretmiş olduğu çamaşır sularının satışını yaptığını, ürünler arasında iltibas bulunmadığını, müvekkilinin davacı tarafından tescilli olduğu iddia edilen şişeyi de kullanmadığını, haksız rekabet sayılabilecek hiçbir eylem ve davranışının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının ürettiği çamaşır suyu ürününde kendi markasını tescil edildiği gibi kullanmayıp, davacının markası ile karışabilecek biçimde ve davacının tescillenmiş şişe tasarımına benzer bir şişe tasarımı ile kullandığının belirlendiği, davalının tescilli markasının tescil edildiği şekil ve yazı unsurları içinde “Klor” tali unsurunun yer almadığı, davalının markasının ayırt edici karakterini bozduğu, dolayısıyla tescilsiz marka kullandığı, davalının ürettiği ürünlerin de davacı ürünlerine göre kalitesiz olduğu, dolayısıyla davacının marka itibarının da zarara uğradığı, haksız eylemin zaman içinde devam ediyor olması ve özellikle markaya tecavüzün aynı zamanda suç teşkil etmesi nedeniyle davalının zamanaşımı savunmasının yerinde görülmediği, davalının eyleminin marka ve tasarıma tecavüz oluşturduğu ve aynı zamanda haksız rekabet niteliği taşıdığı sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin, davacıya ait marka ve tasarım haklarına tecavüz oluşturur mahiyette eylemlerinin ve haksız rekabetinin tespitine, tecavüzlü ürünlerin, ambalajların, etiketlerin ve tüm tecavüzlü ticari tanıtım araç ve gereçlerinin toplanmasına, tecavüzlü ürün ve malzemelerin imhasına, hüküm özetinin gazetede ilanına, 39.948,89 TL maddi tazminat ile takdiren 1.000,00 TL itibar tazminatının ve 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin ise reddine karar verilmiştir.


Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.


2- Dava, tescilli markaya ve tasarıma yapılan tecavüz ile haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini ile fer’i istemlere ilişkindir. Davacı maddi tazminat istemini 556 sayılı KHK’nin 66/c maddesine dayandırmış, buna göre, davalının marka ve tasarımı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre maddi tazminatın belirlenmesini istemiştir. Bu konuda emsal bir lisans anlaşması sunulamamıştır. Lisans bedelinin tespiti için bu durumda somut olayın özellikleri ve şartları dikkate alınacaktır. Mahkemece, bilirkişi kurulunun davacı şirketin davaya konu ihlale uğrayan çamaşır suyu ürününe yönelik elde ettiği cirosu esas alınarak, bu ciroya %4 olarak takdir edilen oranın uygulanması suretiyle hesaplanan 39.948,89 TL’nin lisans bedeli olarak kabulü ile maddi tazminat karşılığı olarak hüküm altına alınmıştır.

Lisans bedeli hesaplanırken sadece davacının ihlalin yapıldığı yıldaki cirosu göz önüne alınmış, buna göre davalının ödemesi gereken lisans bedeli belirlenmiştir. Davacının cirosu esas alınarak belirlenen lisans bedelinin 39.948,89 TL olmasına karşın, davalının ihlale konu yılda ihlal ettiği ürüne yönelik cirosu 1.081,69 TL’dir. Bu durumda lisans bedeli hesaplanırken sadece marka hakkı sahibinin cirosu, elde ettiği kazancın değil, davalının cirosu, üretim ve satış kapasitesi, satabileceği ürün miktarı da nazara alınarak davalının ticari iş ve işlem hacmine uygun bir bedelin belirlenmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, somut olayın özelliklerine, davalının cirosuna, üretim ve satış kapasitesine, elde ettiği gelire göre ödemesi gerekli, hakkaniyete ve menfaatler dengesine uygun, makul bir miktarın lisans bedeli olarak tespiti ile hüküm altına alınması gerekirken, davalının bu konuda ileri sürdüğü itirazlar nazara alınmadan yazılı şekilde davacı cirosu esas alınarak hesaplanan ve somut olayın özelliklerine uygun bulunmayan miktarın lisans bedeli olarak tespiti ile bu miktar maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davalı yararına bozulması gerekmiştir


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.