“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen ….12.2010 tarih ve 2009/60-2010/325 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava HUMK’nun 3494 sayılı kanunla değişik 348/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili firmanın ticaret hayatına başladığı günden bu yana “…” markasını kullanmakta olduğunu, davalı tarafın 2007/37910 başvuru nolu … … ibareli marka başvurusuna müvekkilinin itirazının kısmen reddi kararına karşı yaptıkları itirazın … tarafından, kalan mallar açısından iltibas oluşmayacağı gerekçesiyle reddedildiğini ve kalan mal ve hizmetler bakımından tescil işlemlerinin devamına karar verildiğini, davaya konu … … markasının, müvekkiline ait tescilli … markalarına ayırt edilemeyecek ölçüde benzediğini, Enstitü tarafından dar bir yorumlama ile aynı ve benzer tüm mal ve hizmetler bakımından değil de aynı veya ayniyet derecesinde benzer bir kısım mal ve hizmetler bakımından davalı marka tescil başvurusunun ret edilmesi kararının isabetli olmadığını, dava konusu marka başvurusunun kapsamında yer alan 29, 30 ve 31. sınıfa dâhil mallar ile müvekkili markalarının, mallarının aynı ya da benzer nitelikte olduğunu, müvekkiline ait tanınmış … markasının, ayırt edilemeyecek derecede benzerinin kullanılmasının haksız kazanca yol açacağını, tanınmış markanın tanınmışlığına ve ayırt ediciliğine zarar verebileceğini, davalı firmanın yem sanayi alanını faaliyet alanı olarak seçip, bu işletme mevzunu ticaret unvanında gösterdiğini, buna rağmen davalı firmanın işletme mevzu dışında kalan ve söz konusu faaliyet alanları ile herhangi bir benzerliği ve ilgisi olmayan müvekkilinin faaliyette bulunduğu gıda sektöründe marka tescilinde bulunmasının, davalının kötüniyetle tescil başvurusunda bulunduğunu gösterdiğini, davalı şirketin ortaklarından birinin müvekkil şirketin ortakları ile kardeş olmasının, müvekkiline ait … markası üzerinde hak sahibi olduğunu göstermeyeceğini ileri sürerek, …’nin 2008-M-6275 sayılı kararının iptali ile davalının marka başvurusunun hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı … vekili ve davalı şirket vekili, ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile …, …’nın 06/01/2009 tarih 2008/M-6275 sayılı kararının 29. sınıfta “kurutulmuş konservelenmiş dondurulmuş pişirilmiş tütsülenmiş salamura edilmiş her türlü mevye ve sebzeler zeytin zeytin ezmeleri, 30. sınıfta makarnalar, mantılar, …teler, pastacılık ve fırıncılık mamülleri, tatlılar yiyecekler için çeşni, lezzet vericiler, mayalar, kabartma tozları, unlu mamüllerin formunu rengini iyileştirici bayatlama süresini geciktirici doğal maddeler” yönünden 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi gereğince iptaline, fazlaya dair iptal talebinin reddine, hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile, davalı adına tescilli 2007/37910 kod nolu “… …” markasının aynı ürünler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.


Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


…- Hükümsüzlük iddiası yönünden yapılan temyiz incelemesine gelince, davacı, davada markalarının tanınmış olduğunu, farklı türden olan mallar yönünden de davalı şirketin tescilini istediği ibareyi marka olarak tescil ettiremeyeceğini savunmuş ve daha önce … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince de markasının tanınmış olduğuna karar verildiğini beyanla anılan mahkemenin ….05.2010 tarih ve 2009/50 Esas 2010/209 Karar sayılı kararım dosyaya sunmuş olup anılan karar Dairemizin ….04.2012 Tarih ve 2010/14339 Esas 2012/5715 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Nitekim davacı tarafından bildirilen yerel mahkeme kararında davacı adına tescilli “…” markasının tanınmış olduğuna karar verildiği ve karara dayanak alınan bilirkişi raporunda da davacı markasının tanınmış marka düzeyine ulaştığı ve 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesindeki ilave korumadan yararlanması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, davacının tanınmışlık iddialarına ilişkin olarak anılan mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ve yargılamaya esas diğer delillerin somut uyuşmazlık dosyası ile birlikte değerlendirilmesi suretiyle davalının başvuru tarihi itibariyle davacı markasının tanınmış marka olup olmadığı, tanınmış marka ise 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesinin koşullarının oluşup oluşmayacağı tartışılıp aradaki çelişki giderilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, farklı türden mallar yönünden ilgili talebin kısmen kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) nolu açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının REDDİNE, (…) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay