“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … . Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15.02.2011 tarih ve 2009/301-2011/33 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili adına “… +Şekil” ibaresinin 03, 05, 16. ve 44. sınıf emtialarda tescili istemiyle Madrid Protokolüne göre davalı …’ne başvuruda bulunduğunu, 2008/33050 kod numarasını alan başvurunun Markalar Dairesi Başkanlığınca 556 sayılı KHK’nın 7/1-a ve c hükümleri gerekçe gösterilerek reddedildiğini, bu karara müvekkilince itiraz edildiğini, itirazı inceleyen … …’nın 10.09.2009 tarih ve 2009-M-4437 sayılı kararı ile Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 7/1-a maddesi gereği verdiği red kararını isabetli bulmadığı, ancak; 7/1-c maddesi gereği verdiği kararı ve gerekçesini isabetli bularak itirazın ve marka başvurusunun reddine karar verdiğini, oysa; müvekkiline ait “… +Şekil” ibareli markanın; ilk kez menşe ülkesi olan İngiltere’de 03, 05, 16. ve 44. sınıf emtialarda tescil edildiğini, Madrid Protokolü ve Anlaşmasına göre toplam 11 ülkede 03, 05, 16 ve 44. sınıflarda korunmakta olduğunu, bu ülkelerin İngilizce dilinin iyi bilindiği ülkeler olduğunu, dava konusu markanın Türk tüketicisi tarafından ayırt edilmeme imkanının bulunmadığını, markanın okunduğunda ne anlama geldiğinin Türkiye’de ancak çok iyi İngilizce bilen kişilerce anlaşılabileceğini, ayrıca ibarenin müvekkilinin ticaret unvanı olduğunu, uzun yıllardır kullanıldığını 556 sayılı KHK’nın 7/son hükmü anlamında markanın kullanılarak ayırt edici hale geldiğini ve bu nitelikteki markaların 7/1-a,c,d bentlerine göre tescilinin reddedilemeyeceğini, ileri sürerek … …’nun 2009-M-4437 sayılı kararının iptaline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı … vekili, davacı adına tescili istenen “…” ibaresinin, 556 sayılı KHK’nın 7/1-c bendi uyarınca redde konu olan mal ve hizmetler yönünden ayırt edici niteliği bulunmadığını, bu bakımdan dava konusu … … kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının, 20.08.2007 tarihinde “…+şekil” ibaresinin 03, 05, 16 ve 44. sınıf ve alt gruplarda yer alan emtialar yönünden kullanılmak üzere marka olarak tescili istemiyle Madrid Protokolü üzerinden davalı Enstitü’ye başvuruda bulunduğu, başvuruda yer alan “…” ibaresinin bir çok dilde “…”, “…” sözcüğünün ise “ezcane” ya da “eczacılık” anlamına geldiği; her iki kelimenin ülkemizde ortalama alıcı kitlesi tarafından yaygın şekilde bilindiği; tüketicilerin söz konusu markayı taşıyan ürünün bitkisel veya hayvansal materyalden imal edilmiş ya da doğal şartlarda üretilmiş, kimyasal katkı kullanılmamış ürün veya bu ürünlere ilişkin eczacılık hizmeti olarak anlayacakları, başvurunun emtia listesinde bulunan 03, 05. ve 44. sınıflardaki mal ve hizmetler bakımından, tescili istenen işaretin bu anlamı nedeniyle nitelik veya karakteristik özellik bildiren bir işaret olduğu ve marka olarak tescilinin 556 sayılı KHK’nın 7/1-c hükmüne aykırılık teşkil edeceği, başvurunun emtia listesindeki 16. sınıf “Eczacılık ve klinikle ilgili yayınlar ve bilgi cetvelleri/levhaları” bakımından ise “organic …” ibaresinin vasıf bildirmediği; zira “… Eczacılık” ibaresinin doğrudan 16.sınıftaki “yayınları, bilgi cetveli ve levhalarını” veya bunların vasıflarını tanımlamadığı; başvurunun aynı sınıflarda yabancı ülkelerde tescil edilmesinin 556 sayılı KHK md. 7/I-c incelemesinde varılan bu sonucu etkilemeyeceği, markanın tescil edildiği ülkelerde kullanım yoluyla ayırt edici hale gelmiş olmasının mümkün olduğu gibi işarette de farklılıklar gözlendiği, davacının kullanım yoluyla işarete ayırt edici nitelik kazandırıldığını kanıtlayamadığı, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, … …’nun 2009-M-4437 sayılı kararının başvuru kapsamındaki 16. sınıfa dahil mallar yönünden kısmen iptaline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, karar verilmiştir.


Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

 Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 01.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay