“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … . Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09.03.2011 tarih ve 2010/195-2011/97 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli markalarının bulunduğunu, davalının “… VE TIBBİ …+şekil” ibaresinin marka olarak tescili başvurusuna müvekkili tarafından yapılan itirazın diğer davalı … … tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa davalının markasının müvekkilinin markalarına iltibas oluşturduğunu, öte yandan başvurunun tescili halinde müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markasının itibarının zedeleneceği gibi,davalının da tanınmış markadan haksız yarar sağlayacağını ileri sürerek, … …’in 2010-M-1747 sayılı kararın iptaline, davalının markasının tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğünün tespiti ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı … vekili, markaların iltibasa neden olacak derecede benzer olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.


Diğer davalı vekili; dava konusu markanın müvekkilinin ad ve soyadının kullanılması suretiyle meydana getirildiğini, markanın kullanıldığı emtiaların tüketici kitlesi itibariyle karıştırılma ihtimali bulunmadığını savunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına dayanılarak, davacının itiraza dayanak markaları ile davalının başvurusu arasında 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi kapsamında bir benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı, bu durumda davacının markasının tanınmış olmasının da başvurunun tesciline engel oluşturmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kapsadığı emtialar bakımından davalının markasının ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebep vermeyecek olmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

 Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 03.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay