“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … . Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23.12.2010 tarih ve 2009/138-2010/330 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili şirketin “…”, “… ŞEKİL”, “… ”, “… ”, “… 7”, “… , ve “…” ibareli tanımış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… ” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı …’ye başvuruda bulunduğunu, başvurunun, Resmi Marka Bülteni’nde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığı’na itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak … tarafından reddedildiğini, oysa “… ” ibareli başvurunun müvekkili şirketin … ve … ibareli markaları ile iltibas yarattığını, davalı markasının tescilinin müvekkil markasının itibarını zedeleyeceğini, ayırt edicilik özelliğini azaltacağını ve haksız yararlanmaya sebebiyet vereceğini ileri sürerek 2009-M-786 sayılı … kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı … vekili, dava konusu “… ” ibareli marka ile davacıya ait markaların birbirlerinden çok farklı olduğunu, stick ibaresinin çubuk anlamına geldiğini ve piyasada çeşitli gıda ürünlerinin ambalaj biçimini tanımlamak için kullanıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.


Davalı … Çikolata Gıda San. ve Tic. A.Ş. vekili, tescili talep edilen “… ” ibaresinin davacıya ait markalardan farklı olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, haksız yarar sağlanacağı ve markanın itibarına zarar vereceği savlarının da dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraf başvuru ve markalarının 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında benzer olmadığı, bu nedenle 29, 30, ve 32. sınıflardaki tüm malları kapsayan davalı başvurusunun, davacının “…” veya “…” ibarelerini tek başına veya diğer unsurlarla bir arada içeren markalarının tescilli olduğu mallar ile aynı olmasının da bu sonucu değiştirmediği, davacının “…” ibareli markasının KHK’nın 8/4 hükmü anlamında tanınmış olduğunda kuşku bulunmadığı, ancak davacı ürünlerinde “…” veya “…” markasının tek başına kullanılmadığı, bu nedenle itiraz ya da hükümsüzlüğe mesnet “…” ve “…” ibareli davacı markalarının tanınmışlığından söz edilemeyeceği, işaretler benzer olmadığından ve farklı mallar da olmadığından davacının tanınmışlık iddiasının somut olayda sonuca etkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 01.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay