“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.11.2009 tarih ve 2008/359-2009/493 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.05.2013 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalı şirketin müvekkil kurumdan TSE veya TSEK kalite standardı kullanma izni almadan bu kalite standardında olmayan ürünleri üzerinde müvekkili kurumun logosunu kullandığını ileri sürerek, 10.077,20 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, her ne kadar davacı olarak … gösterilmiş ise de, anılan müdürlüğün tüzel kişiliğinin olmadığının davacı vekilinin beyanı ile anlaşıldığı, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.


Dava, 556 sayılı KHK’ye dayalı marka hakkına tecavüzün tespit ve önlenmesi ile maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.


132 sayılı Türk Standartları Enstitüsü Kuruluş Kanunu’nun 1/2. maddesine göre davacı Enstitü, tüzel kişiliği haiz, özel hukuk hükümlerine göre yönetilen bir kamu kurumu olup, kısa adı ve markası “TSE”dir.


Dava, bir kamu kurumuna bağlı kuruluş tarafından kendi adına açılmış ise davanın, davayı açan kuruluşun bağlı bulunduğu kamu kurumu adına açılmış olduğunu kabul etmek ve davaya bu kamu kurumunun temsilcisinin huzuru ile devam etmek gerekir. Zira davayı açanın asıl amacı da budur. Ayrıca bu sonuç, temsilcide yanılmanın davanın reddini gerektirmeyeceği ilkesine de uygundur.


Somut uyuşmazlıkta da dava, TSE Erzurum Bölge Müdürlüğü’nün verdiği vekaletnameye dayanılarak, TSE Erzurum Ürün Belgelendirme Müdürlüğü adına açılmıştır. …/…
Bu durum karşısında mahkemece, davanın TSE adına açıldığının kabul edilmesi, bölge müdürlüğünün TSE’yi temsil yetkisinin bulunup bulunmadığı da gözetilerek, gerekirse davayı takip eden vekile TSE’den vekaletname sunması için süre verilmesi ve davaya TSE temsilcisinin huzuru ile devam edilerek işin esasının incelemesine girişilmesi gerekirken, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.


SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay