“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/02/2011 tarih ve 2010/76-2011/33 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14.05.2013 günü hazır bulunan davacı vekili Av. …ile davalılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili şirketin 1976 yılında Ankara’da ticarî faaliyetine başladığını, AKFEN ibaresi ile birlikte özgün bir şekil olan bir biri içine geçmiş üç adet dairesel formdaki logoyu kullandığını, anılan ibare ve logonun 1-45. sınıf mal ve hizmetler için 28.04.1997/5706 (182806), 31.08.2000/18285, 31.08.2000/18284, 30.12.2005/58653 sayısı ile sadece logonun da 24.11.2006/57517 sayısı ile müvekkili adına tescilli bulunduğunu, davalıların müvekkili logosunun iltibas yaratabilecek derecede benzerini inşa etmekte oldukları ATLANTİSCİTY isimli inşaatta ve sunumunda kullandıklarını ileri sürerek, davalıların eyleminin müvekkilinin tanınmış marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespit ve önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davacının markalarının AKFEN+ŞEKİL ve sadece logodan ibaret şekli ihtiva ettikleri, kapsamlarında inşaat yapım ve pazarlamayı içeren mal ve hizmetlerin de bulunduğu, dolayısı ile her iki tarafın da aynı sektörde faaliyette bulundukları, davalıların kullandığı işaretin biçim, renk, düzenleme tarzı itibarı ile davacının kullandığı ve marka olarak tescil ettirdiği logodan farklı olduğu, inşaat sektöründe yer alan hizmetlerden yararlanacak olan makul düzeyde bilgilendirilmiş normal düzeyde dikkatli işaret ve markayı aynı anda görüp detaylarını karşılaştıramayan alıcıların davacı markaları ile tescilsiz kullanılan işaretin farklı olduğunu ilk bakışta ve derhâl algılayabilecekleri, dolayısıyla marka hakkına tecavüzün gerçekleşmediği, iktisadi rekabetin iyi niyetli olmayan davranışlarla kötüye kullanılması niteliğinde haksız rekabet yaratan bir eylemin de
bulunmadığı, davalıların yargılama konusu logoyu da içeren 2009/44287 sayılı marka tescil başvurusunda bulunmalarının sonuca etkisinin olmadığı, zira başvurunun 37. sınıf hizmetleri içermediği, aynı biçimde marka tescil başvurusunun sahibine marka hakkı ve markasal kullanma yetkisi vermeyeceği, ancak marka tescili konusunda bir bekleme hakkı temin edebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taktir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 16.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay