“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İSTANBUL 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.12.2010 tarih ve 2006/385-2010/230 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14.05.2013 günü temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması talebinde bulunan davalı-karşı davacı vekilinin duruşma (mürafaa) isteminden vazgeçerek incelemenin dosya üzerinde yapılmasını talep etmesi üzerine duruşma yapılmasına yer olmadığına karar verildikten sonra, dosya üzerinde yapılan incelemede Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin Makina Kimya Endüstrisi Kurumu’na bağlı kuruluşlardan birisi olduğunu, müvekkilinin 1965 yılından beri bağlı bulunduğu kurumun markası olan “MKE” markası altında ve İsviçre’den almış olduğu lisans hakkına dayanarak elektrik sayacı ürettiğini, davalı Köhler A.Ş.’nin müvekkilinin ürettiği elektrik sayaçlarının aynısını renk, biçim ve dizayn olarak taklit edip, “MKE” markası ile ayırt edilemeyecek kadar iltibas teşkil edecek benzerini marka olarak mamullerinin üzerine basarak haksız rekabet teşkil eder şekilde piyasaya sunduğunu, müvekkilinin davalının haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, davalının yapmış olduğu haksız rekabetin tespit ve men’i ile şimdilik 5.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile verilecek kararın gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davacının MKE markası üzerinde hak sahipliğinin bulunmadığını, müvekkilinin kullandığı markaların MKE markasıyla herhangi bir şekilde iltibas yaratmadığını, davacının üzerinde hak iddia etmeye çalıştığı davaya konu elektrik sayaçları üzerinde müvekkilinin endüstriyel tasarım tescillerinin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiş; açtığı karşı davada ise karşı davalının müvekkilinin emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti ile iltibaslar meydana getirmeye çalışması, müvekkilinin endüstriyel tasarımları ile iltibas yaratması, ayrıca müvekkilinin emtiasını, iş mahsullerini, faaliyetlerini yanlış, yanıltıcı ve lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemek suretiyle vaki haksız rekabetinin men’ini, karşı davalının müvekkilinin endüstriyel tasarımları ve tanıtma vasıtaları ile iltibaslar
yaratarak yürüttüğü elektrik sayaçları ve benzeri emtianın imal edilmesi ve satışa arz edilmesi faaliyetlerinin önlenmesini, müvekkiline ait tescilli tasarımlara ve markalara vaki tecavüzünün durdurulması ile karşı davalının bu tecavüzleri nedeniyle şimdilik, 6.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsilini ve kararın ilanını talep ve dava etmiştir.


Davacı-karşı davalı vekili, karşı davada ileri sürülen iddiaların yerinde olmadığını savunarak, karşı davacının henüz kesinleşmemiş tasarım tescil başvurusuna dayanak açtığı davasının ve tüm taleplerinin reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen kararın bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, taraflara ait elektrik sayaçlarının benzerliğinin teknik zorunluluktan kaynaklandığı, bu benzerliğin genel olarak tüm elektrik sayaçlarında olması nedeniyle iltibas suretiyle haksız rekabet yaratma şartlarının oluşmadığı, dolayısıyla maddi ve manevi tazminat koşullarının da oluşmadığından asıl davanın bu sebeple reddine, karşı davayla ilgili yapılan değerlendirmede ise karşı davacı-davalı adına tescilli ve davaya dayanak olarak gösterilen 3563 sayılı tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne karar verildiği, bu kararın kesinleştiği, 554 sayılı KHK’nin hükümleri uyarınca tasarım belgelerinin hükümsüzlüğünün baştan itibaren sonuç doğuracağından bu halde de karşı davacının davasının dayanağının kalmadığı, bu itibarla karşı davayla ilgili iddia olunan tasarım hakkına tecavüz, haksız rekabet ve tazminata yönelik tüm taleplerin reddinin gerektiği sonucuna varılarak, asıl ve karşı davaların reddine karar verilmiştir.


Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin tüm, davalı-karşı davacı vekilinin ise aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.


2-Davalı Köhler Elektronik Sayaç San. Tic. A.Ş. tarafından açılan karşı davada, davacı-karşı davalının kendisinin emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti ile iltibaslar meydana getirmeye çalıştığı, endüstriyel tasarımları ile iltibas yarattığı ayrıca emtiasını, iş mahsullerini, faaliyetlerini yanlış, yanıltıcı ve lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemek suretiyle haksız rekabette bulunduğu ileri sürülerek, haksız rekabetin men’i ile maddi ve manevi tazminat istemlerinde bulunulmuştur. Mahkemece karşı dava ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede, karşı davacı adına tescilli olup, davada dayanılan 3563 sayılı tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne karar verildiği, bu kararın kesinleştiği, 554 sayılı KHK hükümleri uyarınca tasarım belgelerinin hükümsüzlüğünün baştan itibaren sonuç doğuracağı, bu halde de karşı davacının davasının dayanağının kalmadığı, bu itibarla karşı davayla ilgili iddia olunan tasarım hakkına tecavüz, haksız rekabet ve tazminata yönelik tüm taleplerin reddinin gerektiği belirtilerek, karşı davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacının adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi nedeniyle söz konusu tasarıma dayalı olarak ileri sürülen tasarıma tecavüz ve haksız rekabet iddialarının reddine karar verilmesi yerinde ise de açılan karşı davada sadece tescilli tasarıma dayalı tecavüz ve haksız rekabet iddiaları ileri sürülmemiş, tasarım hakkına dayalı iddiaların dışında davacı-karşı davalının kendisinin emtiasını, iş mahsullerini, faaliyetlerini yanlış, yanıltıcı ve lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemek suretiyle yaptığı iddia olunan haksız rekabetin men’i de talep ve dava edilmiştir. Bu durumda, karşı davada ileri sürülen iddia ve istemlerin sadece tasarım hakkına dayalı olmayıp, davacı-karşı davalının karşı davacının emtiası, iş mahsulleri ve faaliyetlerini yanlış, yanıltıcı ve lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemek suretiyle haksız rekabette bulunduğu iddiasına da dayalı olmasına göre, mahkemece karşı davacının bu yöndeki iddiası ve gösterdiği deliller incelenip, değerlendirilerek karşı davada ileri sürülen istemlerin bu iddia yönünden de incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus üzerinde durulmadan sadece davalı-karşı davacı adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi nedeniyle karşı davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, karşı davada verilen kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.


3-Öte yandan, asıl davada davacı haksız rekabetin tespit ve men’i istemi dışında maddi ve manevi tazminat istemlerinde de bulunmuştur.Bu şekilde davacının davalıya karşı olan birden fazla istemini aynı dava dilekçesinde ileri sürerek istemesi mümkün olup, buna objektif dava birleşmesi denilmektedir. Davacı aynı dava dilekçesinde hem haksız rekabetin tespit ve men’i, hem de maddi ve manevi tazminat istemlerinde bulunmuş olup, esasen her biri ayrı bir dava konusunu oluşturan bu istemlerle ilgili olarak verilen kararların her birinin ayrı vekalet ücreti hükmedilmesini gerektirmesine rağmen mahkemece sadece haksız rekabetin tespit ve men’i isteminin reddine ilişkin olarak verilen karar nedeniyle davalı yararına vekalet ücretine karar verilip, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin olarak verilen karar yönünden davalı yararına vekalet ücreti tayin edilmemesi doğru olmayıp, davalı-karşı davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı da yerinde görülmekle, asıl davada verilen kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin tüm, davalı-karşı davacı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı-karşı davacı Köhler Elektronik Sayaç San. ve Tic. A.Ş. yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine, 16.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay