“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ:FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10.02.2011 tarih ve 2010/47-2011/30 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 07.05.2013 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri

Davacı vekili, müvekkilinin mobilya sektöründe yaklaşık 50 yıldır faaliyet gösterdiğini, Dünya’nın birçok ülkesinde satış ağları bulunduğunu, mobilya endüstrisinde büyük yatırımlar yaptığını, … isminin müvekkili kurucularının soyadı olduğunu ve aynı zamanda şirket unvanında yer aldığını, 123 ülkeye satış yapması, 2008 yılında dünya genelinde 666.000.000 EURO ciro yapması, … Borsası’nda kayıtlı oluşu; … internet alan adının içeriğinin 8 farklı dile göre oluşturulması nedenleriyle … markasının tanınmış marka olduğunu,… kelimesinin tamamen özel ve orijinal olması karşısında bu kelimeyi marka olarak kullanan davalının tescilde kötü niyetli olduğunu, davalının, müvekkilinin … markasıyla yarattığı şöhretten haksız bir biçimde faydalanarak kazanç elde ettiğini, bu durumun müşteriler nezdinde iltibas meydana getirdiğini, dolayısıyla bir haksız rekabet halinin söz konusu olduğunu ileri sürerek davalı adına tescilli … markasının tüm emtialar için hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkilinin 1989 yılından itibaren şekerleme sektöründe faaliyet gösterdiğini ve sektöründe tanınmış bir firma olduğunu, 90 kadar ülkeye mal ihraç ettiğini ve adına tescilli 400 kadar marka ve tasarım bulunduğunu, davacının markasının tanınmış marka niteliğinde olmadığını, müvekkilinin markasının tescilli bulunduğu mallar ile davacının markasının tescilli olduğu emtiaların tamamen farklı olduğunu, söz konusu markaların farklı sınıflar ve mallarda tescilli olması nedeniyle ürünler arasında iltibas oluşmayacağını, davacının Türkiye’de tescilli olmayan ticaret unvanına dayanarak müvekkilinin markasının hükümsüzlüğünü isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacının çalışma amaç ve konusu ve markası ile ürettiği ürünlerin davalı markadaki ürünlerden farklı olduğu, davacının dayanağı markanın tanınmış marka statüsünde bulunduğu, davalının davacının ticaret unvanının ve daha önceden kullandığı markasının aynen tescilli ettirilmesinin davacı markasından yararlanma amacı taşıdığı ve bu durumun davacının markasının ayırt edicilik vasfına zarar vereceği, davalının basiretli tacir olarak ve ticari hayatta dürüstlük kuralına göre hareket etme zorunluluğunun bulunduğu, davalının, davacının unvanı ile öncelikli hak sahibi olduğu markasının aynısını tescil ettirmesinin olağan kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.


Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay