“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ: … 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02.12.2010 tarih ve 2008/144-2010/214 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 30.04.2013 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri

Davacı vekili, müvekkilinin kurulduğu andan itibaren … ibaresini tekstil endüstrisi ve piyasası nezdinde 18, 24, 25, 35 ve 43. sınıflarda bilfiil kullandığını ve 1999 yılından itibaren de tescil ettirdiğini, davalının müvekkili adına tescilli … markaları ile birebir aynı olan … markasını müvekkili şirket markalarının tescil edildiği sınıflar ile direk bağlantılı 3. sınıfta marka olarak tescil ettirdiğini, davalının marka tescilinin müvekkiline ait marka tescilleri ile birebir aynı olup, aynı türdeki emtialar için kullanılacak olmasının iltibas yaratacağını, müvekkilinin … markasını uzun yıllardır kullandığını, sektörde bu ibareyi maruf hale getirdiğini, davalı tescilinin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli 2006/48229 nolu “misspoem” markasının hükümsüzlüğüne, markalar sicilinden terkinine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri

Davalı vekili, müvekkilinin kozmetik sektöründe davacının ise tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacının “misspoem” ibareli markasının müvekkilinin tescil ettirdiği 3. sınıfta tescilli olmadığını, davacının marka tescil sınıfları ile müvekkilinin tescil sınıflarının birbirinden farklı olduğunu, davacının markasının tanınmış olmadığını, müvekkilinin marka tescilinin iyi niyetli olup, davacı markası ile iltibas oluşturmaya yönelik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markalarının aynı sözcüklerden oluştuğu, davacının markalarında …ile … sözcükleri ayrık yazılarak ilk sözcüğün (İ) harfinin nokta işareti ile ikinci sözcüğün (o) harfinin kalp ve yaprak görünümünde oluşturulduğu, ancak bu kullanımın markaların telaffuzunda bir farklılık oluşturmadığı, sözcükler aynı olup, bu ufak farklılık dışında markaların görsel ve işitsel olarak çok benzer bulunduğu, sözcüğün Türk tüketicisi yönünden özgün olup, özgün ibarenin her iki markada aynen yer alması nedeniyle kavramsal benzerliğin güçlü olduğu, davacının marka tescil kapsamındaki ürün ve hizmetlerde benzerlik bulunduğu, davalının tescil kapsamındaki ürünler, davacının 35. sınıf kapsamındaki çeşitli malların bir araya getirilmesi, perakende satış hizmetleri bakımından söz konusu ürünlerin de benzer şekilde pazarlanması nedeniyle benzer olduğu gibi davacı markasının belli bir tanınmışlığa da ulaştığı gerekçesiyle davalı adına tescilli 2006/48229 nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, ilana ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 02.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay