“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … . Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17.09.2010 tarih ve 2008/157-2010/227 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalılardan Haribo şirketinin diğer davalı şirket nezdinde 23.01.2007 tarih ve 2007/17871 numara ile … ibaresinin 30. sınıftaki “şekerlemeler” için usul ve yasaya aykırı olarak tescil talebinde bulunduğunu, ilan edilen söz konusu başvuruya süresi içerisinde yapılan itirazın reddedildiğini, bunun üzerine yeniden yapılan itirazın davalı … …’nın 2008-M-1353 numaralı kararı ile iltibasın yokluğundan bahisle reddedildiğini, müvekkilinin “…” ibaresini içeren farklı sınıflarda tescilli çok sayıda markaya sahip olduğunu, 1989 yılından beri kullanılan söz konusu ibarenin kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığını, özellikle … KEK markasında esas unsurun … olduğunu ve tüketici nezdinde özel bilinirliğe sahip olduğunu, bununla birlikte söz konusu ibarenin değişik yollarla ayırt edici karakterinin zedelenmeye çalışıldığını, dava konusu … ibaresinin de müvekkilinin markası ile benzer olduğunu ve iltibas meydana getirdiğini, bu suretle davalı şirketin haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, özellikle şekerlemeler için tescil edilmek söz konusu ibarenin müvekkilinin markasıyla çağrışım yaratabileceğini ve markaya zarar verebileceğini, kaldı ki müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu ve bundan dolayı küçük bir benzerliğin dahi iltibasa sebep olabileceğini, davalı markasına izin verilmesi halinde müvekkili markalarının ayırt ediciliğinin zaman geçtikçe güç kaybedeceğini, bu hususu destekleyen çeşitli mahkeme kararları ve öğretide görüşler olduğunu, müvekkilinin … ibaresi üzerinde öncelik hakkının bulunduğunu zira bunu yaklaşık 18 yıldan beri yoğun bir şekilde kullandığını ileri sürerek, … …’nın 2008/-M-1353 sayılı kararının iptaline, dava konusu marka tescil edilmiş ise 2007/17871 kod nolu … markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı Türk Patent Enstitüsü vekili, davanın yerinde olmadığını, … kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.


Davalı … . KG vekili, davacının iddia ettiği şekilde … kelimesi üzerinde münhasır hakkının olmadığını, kelimenin tek başına bir anlam taşımadığını,
Fransızca’daki “…” kelimesine dayandığını ve dilimizde de cins-vasıf bildirdiğini ve orjinalinin kısaltılması sonucunda kullanıldığını, davacının … ve … sözcüklerini hiçbir zaman tek başına kullanmadığını, bunun yanında …+Şekil ibarelerinin de bulunduğunu, davacının tescilli markalarının esas unsurunun … ibaresi olduğunu kabul etmeye imkan bulunmadığını, zaten söz konusu markalarda ön plana çıkan unsurun … olduğunu, diğer unsurlar olan …, KEK, … ibarelerinin ise ticaret alanında cins/çeşit/vasıf ve malın karakteristik özelliğini gösteren ve bu şekli ilgili herkes tarafından kullanılan ve dolayısıyla ayırt edicilik özelliği bulunmayan yardımcı unsurlar olduğunu, davacı şirketin … ibaresini hiçbir şekilde tek başına kullanmadığını, davacının … ibareli marka ile şekerleme ürünleri üretip satmadığını, oysa müvekkilinin sadece şekerleme üretimi ile iştigal ettiğini, … markasındaki ilk hece ile oluşturulan … markası ve diğer kayıtlı markalar ile şekerleme ve benzer ürünleri piyasaya sürdüğünü, müvekkili … şirketinin …’da ve dünyada tanınmış bir marka olduğunu, buna ilişkin dosyaya yeteri kadar bilgi ve belge sunulduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin davacı markalarının tanınmışlığından yararlanmaya ihtiyacının olmadığını, … ibaresinin 1960 tarihinde …’da tescil edildiğini, buna ilave olarak Türkiye’nin de aralarında bulunduğu yaklaşık 50 ülkede tescilli olduğunu, bu markanın ilk hecesi olan … ibaresine … sözcüğünün ilave edilmesiyle dava konusu markanın ortaya çıkarıldığını, …’un sadece tali unsur olarak kullanıldığını, müvekkilinin … ibaresini 2006 tarihinden önce … ile birlikte yaklaşık 25 ülkede tescil edilmiş olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, dava konusu markalar arasında 556 Sayılı KHK’nın 7/I-b hükmü çerçevesinde benzerlik olmadığı, davalının ”…” markası ile davacının ”… … KEK, … KEK, … …” şeklinde markaları arasında 556 Sayılı KHK’nın 8/I-b hükmü çerçevesinde benzerlik olduğu ve bunun iltibas tehlikesi meydana getirdiği, davalı markasının kapsadığı emtia olan “şekerlemeler” in, davacı markalarının kapsadıkları emtialarla aynı ve benzer olduğu, iptali istenen … … kararının hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile … …’nın 25/02/2008 tarih 2008-M-1353 sayılı kararının iptaline, davalı şirket adına tescilli 2007/17871 kod numaralı ”…” ibareli markasının tescilli olduğu, 30’ncu sınıf yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.


Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 01.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay