“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen …/…/2010 tarih ve 2007/35-2010/281 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının  İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalı şirketin “MINI …” ibaresinin …, 37. ve 39. sınıflarda marka olarak tescili başvurusuna müvekkili şirket tarafından yapılan itirazın, … … tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa elektronik cihazlar ve telekomünikasyon sektöründe uzun yıllardır faaliyet bulunan müvekkilinin “…” esas unsurlu markalarının bulunduğunu, davalının başvurusunun esas unsurunun “…” ibaresi olup, müvekkili markaları ile iltibas doğurduğunu, öte yandan müvekkilinin “…” ibareli markasının tanınmış marka olduğunu, aynı ibareyi esas unsur olarak içeren başvurunun farklı mal ve hizmet sınıflarında dahi olsa marka olarak tescil olunamayacağını, davalı markasının tescilinin tüketicinin yanılmasına, davalının haksız kazanç sağlamasına ve müvekkilinin tanınmış markalarının itibarının zarar görmesine yol açacağını ileri sürerek, … …’nın 2006-M-2658 sayılı kararının iptaline ve davalının markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı … vekili, davanın reddini istemiştir.


Davalı şirket vekili, müvekkilinin BMW ve MINI markalarının sahibi olduğunu, “MINI” ibaresini esas unsur veya tek unsur olarak barındıran markalarının Türkiye’de ve dünyada pek çok ülkede tescilli olduğunu, başvuru ile davacı markalarının işaret olarak benzer olmadığı gibi emtiaların da farklı olduğunu, tarafların faaliyet alanları farklı olduğundan karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığını, davacının markasının tanınmış olmadığını, keza tanınmış olsa dahi başvurunun tescilinin davacının markasının itibarına zarar vermeyeceğini, müvekkilinin davacının markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlamayacağını savunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına dayanılarak, davacıya ait … esas unsurlu markalarla davalı markasının benzer olduğu, bu benzerliğin …. sınıftaki “hava taşıtları ve parçaları ile deniz taşıtları ve parçaları” ürünleri bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasa neden olduğu, buna karşın davacının … ibareli markası sektörel tanınmış marka olmakla birlikte, başvurunun farklı sınıflardaki tescilinin tanınmış …/…
markaya iltibas oluşturmayacağı ve ayırt ediciliğini zedelemeyeceği, davalının haksız yarar sağlamasına da neden olmayacağı, farklı sınıflar yönünden KHK’nın 8/4. maddesindeki koşulların bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, … …’nın 2006-M-2658 sayılı kararının …. sınıfta yer alan “hava taşıtları ve parçaları ile deniz taşıtları ve parçaları” ürünleri yönünden iptaline, aynı emtialar bakımından davalının markasının hükümsüzlüğüne ile sicilden terkinine, fazlaya ilişkin iptal ve hükümsüzlük istemlerinin reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili ile davalı … vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekili ve davalı … vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

 Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekili ile davalı … vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı …’den alınmasına, alınmadığı anlaşılan 119,00 TL temyiz başvuru harcı ile …,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay