“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/06/2011 tarih ve … sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkili şirketin TPE’ ye 18.01.2007 tarihinde, … numaralı “ … ” markasının tescili talebi ile başvuruda bulunduklarını, müvekkili şirketin başvurusuna davalı şirketin kendilerine ait “…” markası ile itiraz edildiğini ve …

Dairesince başvurularının reddedildiğini, müvekkilinin itirazının da YİDK. nca reddedildiğini, verilen kararın haksız olduğunu, zira müvekkili şirketin teknoloji perakendecisi olarak “…” markasıyla 19 senedir faaliyet gösteren meşhur ve maruf bir firma olduklarını, “…” firması tarafından ilki 12.01.2007 yılında açılan büyük ölçekli mağazalara Türkçesi “… … …” anlamına gelen “… …” isminin verilmesinin nedeninin; bu mağazalardaki ürün çeşitliliğinin fazlalığını ifade etmek ve tüketicinin dikkatini çekebilmek olduğunu, “… …” markası ile davalı TPE tarafından tescil başvurusunun reddine mesnet gösterilen “… ” markası arasında iltibas bulunmadığını, markaların karıştırılma ihtimali olmadığını ve markaların ilk görüşte ayırt edilebilecek derecede farklı olduklarını, müvekkili şirketin potansiyel müşterilerinin teknolojik ürünler ile ilgilenen, eğitim seviyesi yüksek; gençler, üniversite öğrencileri vs. olduğunu, bu grup tüketicilerin “… … ” ile “…” arasındaki farkı tespit edebilecek algılama düzeyine sahip olduğunu, marka başvurusunun sadece “…” değil, “… …” olarak yapıldığının göz ardı edildiğini, markanın esaslı unsurunun “…” kelimesi olduğunu ve “…” ibaresinin üstte ve punto boyutu büyük olarak yazıldığını, “… …” markasının, redde gerekçe “…” markasından işitsel, görsel, kavramsal ve kaligrafik bakımdan farklı olduğunu, markalarında yer alan “…” ibaresinin başlı başına ayırtediciliği sağlayan unsur olduğunu, davalı şirketin bir perakende şirketi omadığını ve üniversitelere, savunma sanayi şirketlerine ve sair ticari şirketlere teknolojik ve kurumsal hizmetler sunan eğitim ve danışmanlık veren teknolojik projeler geliştiren şirket olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirket ile farklı alanlarda faaliyet gösterdiğini, ayrıca teknopart markasını internette kullandığını, bu sitenin de bilgi portalı olarak çalıştığını, ileri sürerek 20.01.2009 tarihli … sayılı YİDK kararının iptali ile müvekkilinin “… …” ibareli marka başvurusunun tescilini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı… … Enstitüsü vekili, açılan davanın yerinde olmadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.


Birleşen Davada Davalı… … ve Kurumsal İşbirliği Merkezi Bilgi ve İletişim Sistemleri San. Dan. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davacı şirketin pazarlama stratejisine ve ürün çeşitliliğinin fazlalığını iddiasıyla “… …” markası için tescil başvurusunda bulunmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, kendileri tarafından marka olarak belirlenen “…” ibaresinin, ürün çeşitliliğinin vurgulanması için tek seçenek olmadığını, davacıya ait “…” markasının meşhur ve maruf olduğu için ayırt edici nitelik kazandığı iddiasının haksız olduğunu, davacının … markasıyla tanınmış olmasının bu markanın yanına istediği eki getirebileceği ve bunların iltibasa yol açmayacağı anlamına gelmediğini, davacının … ifadesinin markanın esaslı unsuru olduğunu iddia etse de tüketicinin markanın bütününe dikkat edeceğini, “… …” ile … markaları arasında iltibas olduğunu ve karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ve davalı markasının tescilli talep edilen sınıflar yönünden benzer olduğu, davalı ve davacı markası arasında 09, 35, 38, 42. sınıflar bakımından KHK’nın 8/1/b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu, dava konusu “… …” markası incelendiğinde; markadaki “teknoport” ibaresinin markadaki bütünlük içerisinde markanın yardımcı unsuru değil asli unsuru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 30,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay