“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … … Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08.06.2011 tarih ve 2010/335-2011/205 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin 2008/71831 kod numarası ile “… … … +…” ibaresini 05. ve 30. emtia sınıfında marka olarak tescil başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin “… ” markalarını dayanak göstererek yaptığı itirazın 05. sınıf için reddedildiğini, 30. sınıf için kabul edildiğini, oysa müvekkiline ait “…” markasının kendisini kanıtladığını, markada esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, “…” sözcüğünün esas unsur olmayıp ürünün özelliğini ve niteliğini gösterdiğini, reddin doğru olmadığını ileri sürerek, 27.09.2009 tarih ve 2010-M-4210 sayılı YİDK kararının iptali ile başvurularının 05. emtia sınıfı yönünden tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı … vekili, iptali istenen kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.


Davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili, davacının amacının tek başına kendi adına tescil ettiremeyeceği “… ” ibaresini lider markası altında tescil ettirmek olduğunu, davacının “… ” markalı pek çok ürününün olması, bu markalı ürünler arasında ayırımın sağlanabilmesi açısından ikinci bir ibarenin markanın kullanımını zorunlu kıldığından, ayrımın müvekkili şirketin tanınmış markası da olan “FORM” ibaresi ile sağlanmaya çalışıldığını, başvuru konusu ibarenin marka olarak tescilinin müvekkilinin tanınmış markası ile iltibas yaratacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki malların büyük bir çoğunluğu açısından “…” ibaresinin ayırt edici bir ibare olması ve başvuru sahibinin “…” ibaresini daha önce kendi adına tescil ettirmiş olduğu da dikkate alındığında, davaya konu marka başvurusu ile diğer davalı şirkete ait markalar arasında 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında bir benzerlik bulunduğu, aynı/benzer olduğu belirtilen malların aynı satış noktalarında, aynı/benzer ihtiyaçları gidermek için satın alındığı, ortalama tüketicilerin satın alma tercihini yaparken uzun süre malların markalarını incelemediği gibi hususlar dikkate alındığında, başvuru ile itiraza gerekçe markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunduğundan 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesindeki koşulların oluştuğu, davalının itizara dayanak yaptığı markalardan “… ” markasının “bisküvi” ile özdeşleştiği, bu bağlamda 556 sayılı KHK’nin 8/4 maddelerine göre gıda sektöründe tanınmış marka olduğu, davalı marka başvurusu ile davacı markalarının işaret olarak benzer olması ve emtianın da aynı/benzer olduğu, ayrıca davalı markasının tanınmış olması karşısında, davalının marka başvurusunun tescil edilme olanağı bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nin 8/1-b, 8/4 maddeleri karşısında iptali istenen YİDK kararında marka mevzuatına aykırı bir yön olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.