“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10.06.2011 tarih ve … sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili şirketin, ticaret unvanının kılavuz sözcüğü olan “…” ibarelerinin, … Bakanlığı’nın 12.12.1975 tarihli onayı ile 1976 yılından beri kullandığını, ayrıca ibarenin 2006 51951 sayı ile marka olarak tescilli olduğunu internet ortamında da “… ” web adresini kullandıklarını, şirketin … Ticaret Sicil Memurluğu’nda kayıtlı olduğunu belirtmiştir. Davalının ise aynı sözcükler ile başlayan ticaret unvanı kullandığını, web sitesi olarak “…” adresini kullandığını, … Ticaret Sicil Memurluğu’nda kayıtlı olduğunu, müvekkilinin marka ve unvanı ile birebir aynı sözcükleri kullanmasının sorunlara yol açtığını ve kendilerine, 09.04.2009 tarihli ihtarnameyi keşide ettiklerini, davalının, ihtarnameye karşılık olarak 20.04.2009 tarihli ihtarname ile unvanlarının, 06.03.1980 tarihli … … gazetesinde yayınlandığını belirterek karşı koyduğunu, müvekkilinin marka ve unvanının korunması gerektiği ileri sürerek, davalının haksız rekabetinin, marka hakkına tecavüzünün tespit ve men’ine, unvanının, ticaret sicilden terkinine, web sitesinin yayından kaldırılmasına ve hükmün ilan edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, öncelikle müvekkili şirketin “… Kimya Ürünleri Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş.” ibareli ticaret unvanının bir marka olmadığını, marka altında üretimi, ithalatı ve ihracatı olmadığını, köklü bir ithalatçı şirket olduklarını, markaya tecavüz oluşturacak bir mamul üretim veya satışları olmadığını, sanayide kullanılan petrokimya ürünlerinin ithalatçısı olduklarını, 30 yıllık şirketlerinde aynı ticaret unvanını kullana geldiklerini, unvan kullanımının yasal zorunluluk olduğunu, davanın, ticaret mahkemesi görevi alanına girdiğini ve yetkili mahkemenin … Ticaret Mahkemesi olduğunu, markasal bir kullanımları olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, davacının da kabul ve beyan ettiği üzere, davalı yanın “… ” ibaresini markasal biçimde kullandığına ilişkin bir bulgu olmadığını, davacının, davalının kayıtlı ticaret unvanını kullanmasının, markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu iddiasının irdelenmesi gerektiği, davalının ticaret unvanının kaydedildiği 1980 yılından bu yana davanın açıldığı tarihe dek yaklaşık 30 yıl geçtiği, 30 yıldır kullanılan bir ticaret unvanının, sahibine bir itibar alanı sağlayacağının açıkça belli olduğunu, unvan ibareleri üzerinde öncelik hakkı sahibi olan davacının, TTK 20. madde uyarınca, basiretli davranması; rekabet halinde olduğu şirketleri takip etmesi, onların unvan, tescil ve ilanlarını izlemesi, faaliyetlerini karıştırması ve gerekli yasal önlemleri gecikmeksizin alması gerektiği, ancak davacının aynı kılavuz sözcükleri içeren davalı ticaret unvanının sicile tescil edildiği tarihten itibaren geçen süreye rağmen 2009 yılında ihtar çekerek, ardından dava açtığı, aradan geçen süre zarfında daha önce açılmış bir dava veya çekilmiş bir ihtara ilişkin delil sunulmadığı, bu durumda, davacının, karşı taraf unvanına karşı sessiz kaldığı, bu sessizliğin yanların aynı sektörde olmaları nedeniyle bilinçli olduğu ve aradan geçen bunca süreden sonra dava açılmasının, MK 2. madde ile bağdaşmayacağı, ayrıca davalının kendi ticaret unvanının kılavuz sözcükleri ile başlayan web adresinin de 2006 yılında internet ortamına konduğu, o zamandan beri kullanılageldiği; ancak faal ve işlevsel olmadığı, yaptırılan 05.05.2011 tarihli inceleme raporu ile sabit olduğundan, iki tarafın unvanlarının uzantıları dışında aynı olmasına rağmen anılan ilkeler uyarınca, bu web adı yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi