“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 29.01.2019 tarih ve 2016/387 E- 2019/38 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nce verilen 18.11.2020 tarih ve 2020/46 E- 2020/1522 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili şirketin su kaydırakları, dalga havuzu, rafting nehri ve su parkı projeleri konusunda uzmanlaşmış olduğunu,davalının yeni ve ayırt edicilik unsuru bulunmayan tasarımları tescil ettirdiğini, davalı firmanın 2010/02847 nolu tasarım hakkında tecavüz edildiği nedeniyle davacı firmaya ihtarname gönderdiğini, ihtarnameye konu tasarımlara tecavüz etmediğini, davalı adına tescilli tasarımların yeni olmadıklarını, davaya konu bu tasarımın tüm dünyada uygulanan harcı alem bir tasarım olduğunu, davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, davalı adına tescilli 2010/00331 ve 2010/02847 endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğünü ve sicilden terkini, haksız rekabetin tespitini, önlenip yasaklanmasını, gideri davalıdan alınmak üzere hüküm fıkrasının Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde veya tüm Türkiye’de satılan ve imajı yüzbin üzerinde olan bir gazetenin tüm baskılarında birer hafta ara ile ikişer defa ilanını talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davalının su kaydırakları ve su parklarının tasarım, üretimi ve montajında faaliyet gösterdiğini, birçok ülkede ürün üretmekte olduğunu, işletme ve teknolojik uzmanlık sahibi olduğunu, müvekkilinin tasarladığı tüm ürünleri yurtiçinde ve yurt dışında tescil ettirmekte olduğunu, davacının davalı şirketin tescilli tasarımına tecavüzüne yasal bir gerekçe aramakta olduğunu, ürününün yeni ve özgün bir tasarım olduğunu, dava konusu bu tasarım için TPMK nezdinde hem patent hem de tasarım tescil belgesinin mevcut olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece yapılan yargılama,toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, tasarımların sınıfsal ve görsel yönlerden incelemelerinde dava konusu 2010/00331 başvuru numaralı tasarım tescil belgesinin dava dışı firmaya ait 16/02/2007 tarihli ürün görseli ile ve 2008 yılında uygulaması yapılan …’de bulunan su kaydırağı görseli ile aynı olma derecesinde benzer olarak algılandıkları tespit edildiği, davalıya ait 2010/02487 başvuru numaralı tasarım tescil belgesi yönünden ise tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıkların bulunduğu ve ürünlerin farklı olarak algılandıklarının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı adına tescilli 2010/00331 (1) ve (2) nolu endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, davalı adına tescilli 2010/02847 nolu endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini davasının reddine , davalı tasarımlarının hükümsüz kılınıncaya kadar tescilli sınai hakkın kullanılması hukuka aykırı olmadığından ve hükümsüzlük kararları kesinleşinceye kadar ki kullanım haksız rekabet oluşturmayacağından bu yöndeki taleplerin reddine, 554 sayılı KHK’de mahkemece verilen hükümsüzlük kararlarının ilan edileceğine dair bir düzenlemeye yer verilmemiş olduğundan sadece 45. maddede Enstitünün, mahkemenin gönderdiği ilamı sicile işleyeceği ve yönetmelikte öngörülen süre içinde yayın yolu ile ilan edeceği öngörülmüş olduğundan koşulları oluşmayan ve tali nitelikteki ilan talebinin reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.

Yargıtay Kararı


İstinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.


Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 14/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay