“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 11.03.2020 tarih ve 2017/337 E. – 2020/185 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl ve birleşen davalarda davacı, asıl davada karşı davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 2010/02969 tescil numaralı elbise tasarımının sahibi olduğunu, müvekkilinin ürettiği ürünün piyasada tutulması üzerine davalı tarafından müvekkilinden izin almaksızın üretimi yaptığını belirlediklerini, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2011/27 D.İş dosyası üzerinden delil tespiti yapıldığını ileri sürerek 10.000.-TL maddi ve 10.000.-TL manevi tazminat ile 10.000.-TL itibar tazminatının hüküm altına alınmasını, davalının tasarımdan doğan haklara tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulmasını, önlenmesini, tecavüz yoluyla üretilen ürünlere ve üretim araçlarına el konulmasını talep etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin davacının tasarımını üretmediği gibi satışa da sunmadığını, davacının zararına ilişkin iddialarının da inandırıcılıktan uzak olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.


Davalı-karşı davacı vekili, karşı davasında; dava konusu tasarımın önceden ve halen üretilen bir çok modelin belli bölümlerinin bir araya getirilmesinden oluştuğunu, yenilik ve ayırt edicilik vasfını taşımadığını iddia ederek, karşı davalı adına tescilli 2010/02969 numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, taleplerinin kabul edilmemesi halinde, 554 sayılı KHK’nın 43/2 uyarınca tasarımın dilekçede belirtilen bölümleri yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, kararın ilanına karar verilmesini talep etmiştir.


Birleşen davalarda davacı; aynı tescilli tasarımın ihlali iddiasına dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemlerinde bulunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; karşı dava mesnedi Bagen 2009 İlkbahar-Yaz kataloğundaki 7058 kodlu elbisenin, karşı davada hükümsüzlüğü istenen 2010/02969 tasarım ile ayniyet derecesinde benzer, 7047 kodlu elbise tasarımının ise aynı olarak tespit edildiğinden karşı davanın kabulü gerektiği, bu durumda asıl ve birleşen davalara dayanak 2010/02969 numaralı tasarımın yenilik vasfının bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle karşı davanın kabulüyle 2010/02969 numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne, bu tasarıma dayalı olarak açılan asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı ve birleşen davalarda davacı-karşı davalı … vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1- Asıl ve birleşen davalar tescilli tasarıma tecavüzün tespiti ve tazminat istemine ilişkin, karşı dava ise, tescilli tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece, karşı davalının sunduğu Bagen Tekstile ait ‘’2009 İlkbahar-Yaz Kreasyonu’’ kataloğu dikkate alınarak, karşı davanın kabulü ile tescilli tasarımının hükümsüzlüğüne, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.


Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, bir tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığı bir katalog yardımıyla ispat edilmek isteniliyor ise, sunulan kataloğun mutlaka tasarım başvurusundan önceki tarihteki bir dönemi kapsaması, baskı tarihinin de mutlaka bu tarihten önce olması gerekir.


Somut olayda, Dairemizin bozma ilamından önce ve sonra alınan bilirkişi raporlarında, hükümsüzlük davasına dayanak kataloğun kamuya arz tarihinin tespitine ilişkin herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı gibi mahkemenin gerekçeli kararında da bu hususa ilişkin değerlendirme bulunmamaktadır. Bu durumda, hükümsüzlük davasına dayanak kataloğun basım tarihine yönelik davacı-karşı davalının itirazlarına ve davalı-karşı davacının bu hususun ispatına dayanak delillerinin toplanıp değerlendirilerek neticesine göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle kararın asıl ve birleşen davalarda davacı-karşı davada davalı yararına bozulması gerekmiştir.


2- Bozma sebep ve şekline göre, asıl ile birleşen davalara yönelik davacı vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, … vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile asıl ve birleşen davalarda verilen kararın … yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalara yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacı ve birleşen davalarda davacı-karşı davalı …’a iadesine, 07/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay