“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 13.02.2020 tarih ve 2017/626 E. – 2020/105 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili; davacının 1991 yılından beri üretim yapılamayan Çayırhan Glauberit maden yataklarını işletmeye almak üzere davalı şirket tarafından işe alındığını ve “Çayırhan Proje Başkanlığı ve Genel Müdür Yardımcılığı” statüsü ile 1 Mayıs 2007 ile 31 Aralık 2010 tarihleri arasında görev yaptığını, bu süre içerisinde projenin Ar-Ge’sini bitirip dava konusu patente konu buluşu yaptığını, ancak davacıya ait bu teknik buluş için davalının 20/07/2009 tarihinde … nolu patent başvurusunda bulunduğunu ve buluş sahibi olarak … Kora’nın gösterildiğinin öğrenildiğini, keşide edilen ihtarnamelere olumsuz cevap verildiğini, 551 sayılı KHK’nın 11. maddesi uyarınca patent isteme hakkının davacıya ait olduğunu ileri sürerek … sayılı patent başvurusunda buluş sahibinin … Kora olmadığının ve gerçek buluş sahibinin davacı olduğunun tespitine, ayrıca davacının patent isteme hakkının gasp edildiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili; davacının davalı şirkette iş sözleşmesi ile çalıştığını, dava konusu patente konu buluşun … Kora’ya ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı ile “Çayırhan Proje Başkanlığı ve Genel Müd. Yrd.” statüsü ile 30/04/2007’de imzaladığı mesul müdürlük sözleşmesi kapsamında 01/05/2007 ile 31/12/2010 tarihleri arasında davalı bünyesinde çalıştığı, 551 sayılı KHK anlamında işçi olarak telakki edilmesi gerektiği, Çayırhan işletmesinin, yeraltı solüsyon madenciliğine dayalı kurulan rafine sodyum sülfat tesisi olduğu, davaya konu buluşun da sodyum sülfat içeren madenlerden galeri tip çözelti madenciliği ile sodyum sülfat çözeltisi üretimi ile ilgili olduğu dikkate alındığında buluşun hizmet buluşu olduğu, davacının davalı firmanın çalışanı olduğu ve buluşun hizmet buluşu olduğu tespit edildiğinden, patent isteme hakkının davalı firmaya ait olduğu, bu kapsamda, davacının patent isteme hakkı bulunmadığı gibi patent hakkının gaspının da söz konusu olmadığı, her ne kadar davacı buluş sahibi olduğunu iddia etmişse de ilgili mevzuat ve buluşa ilişkin teknik değerlendirmeler göz önünde bulundurulduğunda, davacının buluşa ne tür katkı sağlandığı somut olarak ortaya konulamadığı gibi sözleşme gereği yükümlü olduğu raporlama ya da teklif mahiyetindeki sunumların buluşa katkı olarak kabul olunamayacağı, proje yöneticisi ya da amiri pozisyonundaki davacının sözleşmesel yükümlülüklerini aşan bir katkısının da ispatlanamadığı, raporlarda yer alan aksi yöndeki yoruma dayalı değerlendirmelerin hükme esas alınamayacağı, ispat yükünün davacıda olduğu, 12/12/2019 tarihli celsede davacı vekilinin tanık dinletme taleplerinden vazgeçtiği de dikkate alındığında ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.


Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay Kararı


Dairemizce 24.04.2017 tarihinde bozulan mahkemenin ilk kararında dava konusu buluşun hizmet buluşu olduğu, davacının buluşa ait unsurların fikir olarak ortaya çıkması ve akabinde buluşun verifikasyonu ve uygulanmasında katkısı olduğunun tespit edildiği benimsenerek hizmet buluşunda patent üzerinde tasarruf hakkının davalı şirkete ait olacağı, patent hakkının gasbının söz konusu olmadığı, 551 sayılı KHK’nın 15. maddesi gereğince hizmet buluşunda “buluş sahibi” sıfatının gösterilmesi gerektiği, bu kapsamda KHK 22. maddesi uyarınca makul bir bedelin ödenmesi gerekirse de davacının böyle bir talebinin de olmadığı bu çerçevede davacının patent hak sahipliği ve patent gaspının varlığı taleplerinin kanıtlanmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.


Mahkemenin ilk kararının bu gerekçesini davalı temyiz etmemiştir. Dairenin 24.04.2017 tarihli bozması ise; davacı yararına gerekçe ile oluşan bu müktesep hak kapsamında 551 sayılı KHK’nın 18/3. maddesine göre buluşa katkısının araştırılması yönündedir.

Mahkemece bozmaya uyularak alınan bilirkişi kök ve ek raporunda; davacı ile davadışı … ’nın buluşun gerçekleşmesinde eşit oranda katkısının bulunduğu belirtilmiştir. Mahkemece; bozma sonrasında alınan bilirkişi raporlarına itibar edilmeyerek davanın tümüyle reddi yoluna gidilmiş ise de; konunun teknik bir bilgi gerektirmesi nedeniyle mahkemece varılan bu sonuç usule uygun olmamıştır.


O halde; Dairemiz bozması kapsamında davacının buluşa katkısının değerlendirilmesi açısından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; mahkemece teknik konuda değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile karar davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay