“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13.07.2017 tarih ve 2016/138 E- 2017/90 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 22.09.2020 tarih ve 2017/1956 E- 2020/770 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili; davacı ile davalının PCT/TR 1999/000018 başvuru numaralı “Smart Balans Sistemi” isimli patentinin ortak sahipleri olduğunu, 28.03.2008 tarihinde davalının Tolkar A.Ş. ile patent kullanımına ilişkin bir sözleşme ifa ettiğini, ancak davalının 2008 yılından beri sözleşme karşılığında patent için almış olduğu bedele ilişkin patentin yarı hak sahibi konumundaki davacıya herhangi bir ödeme yapmadığını, bu konuda davalıya tebliğ edilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek davalının, dava dışı Tolkar Makine San. Tic. A.Ş’den patent hakkının kullanımı ile ilgili aldığı tüm bedellerin geçmişe dönük olarak tespiti ile fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili; davacının patent üzerinde hiçbir hak sahipliği olmadığını, akıllı balans sistemi başlıklı buluşun müvekkili davalı tarafından bugüne kadar yaklaşık 200.000 Euro masraf yapılmak suretiyle ortaya çıkarılmış bir sanayi yeniliği olduğunu, TPMK tarafından “TR 2000/02994 B” nolu patent numarası ile 14.04.1999 tarihinden itibaren 20 yıl süre ile patent sahibi olarak davalı adına tescil edildiğini, bu durumun patent tescil belgesiyle anlaşılacağını, davalının ABD’de de aynı buluşun patent sahibi olduğunu, ayrıca Avrupa Patent Ofisi nezdinde de söz konusu buluşun PCT/TR 1999/000018 uluslararası başvuru numarasıyla patent hakkını aldığını, davacının patentin tescilinin hiçbir aşamasında patent üzerinde hak sahibi olduğu hakkında herhangi bir itiraz ya da talepte bulunmadığını, davacının, davalı ile dava dışı Tolkar A.Ş arasında imzalanan lisans sözleşmesini 2008 yılından beri bildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı adına kayıtlı ve buluşçusu … olan “akıllı balans sistemi” adlı 2000/02994 nolu bir patentin bulunduğu, davacının patent sahibi olarak kayıtlı olmadığı, davalı ile dava dışı Tolkar arasındaki sözleşmenin ancak taraflarını bağlayacağı, tarafların ortak malik oldukları bir patent tesciline rastlanmadığı, davacının söz konusu patentin davalı tarafından kullanılması veya üçüncü kişilere kullandırılması sebebiyle alacak talep etmesinin Patent KHK kapsamında dayanağının bulunmadığı, davacının anılan patentte mucit olarak adının geçmesinin kendisine mali bir hak sağlamayacağı, patentin mali hak sahibinin davalı olduğu, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.


Bölge Adliye Mahkemesi’nce; davanın reddine dair verilen mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava, “akıllı balans sistemi” isimli patentin dava dışı şirkete lisans yolu ile kullandırılması nedeniyle patent gelirinin paylaşımından doğan alacağın tahsili talebine ilişkindir.

Mahkemece, davacının, patent sicil belgesine göre buluşu yapan sıfatını taşıdığı, patent sahibi olmadığı, patentten kaynaklanan mali hakların davalıya ait olduğu ve davacının mali hak talep etmesinin mümkün bulunmadığı esasından hareketle davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine de bölge adliye mahkemesince esastan ret kararı verilmiştir.


Ancak dosya kapsamında bulunan ve bizzat tarafların imzasını taşıyan 27.03.2008 tarihli şirket hisse devir sözleşmesinde ve yine taraflar arasında imzalanmış olan ve davalı yan tarafından dosyaya sunulan 15.08.2000 tarihli sözleşmede dava konusu patentle ilgili lisans kullanım durumunda mali hakların nasıl paylaşılacağı konusunda hükümler düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki bu özel sözleşmeler akit tarafları için bağlayıcı olup, davacının talebinin sadece lisans bedeline yönelik olduğu gözetilerek alacak taleplerinin değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile nihai olarak aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ :

Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay