“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24.01.2017 tarih ve 2014/102 E- 2017/11 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davacılar-karşı davada davalı vekili ile birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 10.07.2020 tarih ve 2017/3730 E- 2020/1267 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacılar-karşı davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Asıl ve birleşen davada davacılar vekili, müvekkili …’ın TR 2010 00538 sayılı faydalı model belgesine sahip olduğunu, bu faydalı model belgesinden doğan hakkını diğer müvekkili Ersaş Alüminyum … A.Ş.’ye lisans sözleşmesi vererek gerçekleştirdiğini, davalı firmanın müvekkiline ait faydalı model belgesi ile korunan buluşunu taklit ederek “ST-91 Çıtalı Yalıtımlı Sürme Sistemi” adı altında kullandığını, davaya konu ürünün dava dışı “Saray Alüminyum A.Ş ” tarafından üretildiğini ve davalı tarafından pazarlandığını, davalının, müvekkiline ait tescilli faydalı modeli ticari faaliyetlerde kullanması yönündeki haksız eylemlerinin 551 sayılı KHK çerçevesinde faydalı model hakkına tecavüzün yanı sıra Türk Ticaret Kanununun 54 vd. hükümleri uyarınca “haksız rekabet” teşkil ettiğini, davalının faydalı model hakkına tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulmasına ve men’ine, davalının faydalı modeli kullanmakla elde ettiği kazanca göre tecavüz ve haksız rekabet sonucu elde edilmesi mümkün görülen kar miktarının tespiti ile fazlaya ilişkin talep hakkının saklı kalmak şartıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Asıl davada davalı vekili, davacıya ait TR 2010 00538 Y sayılı faydalı model belgesinin 551 sayılı KHK’nın 156’ncı maddesi hükmü uyarınca yenilik vasfını haiz olmadığını, hükümsüz kılınması ve terkinine karar verilmesi gerektiğinden asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, karşı dava dilekçesi ile davaya konu söz konusu faydalı modele konu çıtaların, yurt içinde ve yurtdışında yıllardır birçok firma tarafından üretiminin ve satışının yapıldığını bu nedenle yenilik vasfının bulunmadığını, davaya konu faydalı modelin davacıya ait bir sistem olmadığını, dünyada ve Türkiye’de davacı tarafça başvuru tarihinden daha önceki tarihlerde başkaca firmalar tarafından uzunca bir süredir bilinen ve kullanılan bir sistem olduğunu, TPMK’de kayıtlı TR 2010 09047 nolu davaya konu patent başvurusunda korunmak istenen buluş ile davacı …’ın kendi adına tescil ettirdiği sistem ile aynı olduğunu savunarak davacı adına kayıtlı faydalı modelin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.


Birleşen davada davacılar vekili, müvekkili … tarafından buluşu yapılan “alüminyum paneller için cam çıtası” 2010/00538 sayı ile faydalı model olarak tescil edildiğini ve 10/12/2010 tarihli inhisari lisans sözleşmesi ile diğer müvekkili şirketin kullanımına sunulan faydalı modelin davalı tarafından taklit edilmek suretiyle her türlü ticari faaliyetlerinde izinsiz olarak kullanıldığını ve bu durumun müvekkili haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek davalının faydalı model hakkına tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulması,fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.


Davalı Saray Döküm … A.Ş. vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


İlk derece mahkemesince iddia,savunma,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu TR 2010 00538 Y sayılı faydalı model belgesi ile korunan cam çıta yapılanmasının, davalı-karşı davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan D1 ve D2 nolu dökümanlar tarafından tek başına tüm istemlerin (1-4 nolu) yenilik vasfını ortadan kaldırdığının tespit edildiği, bu sebeple 5 nolu isteminde usul içerdiğinden faydalı modele konu olmayan bir buluş olması nedeniyle hükümsüz kılınması gerektiği,davaya konu faydalı modelin davacıya ait bir sistem olmadığı dünyada ve Türkiye’de davacı tarafça başvuru tarihinden daha önceki tarihlerde Yunan firması ETEM ve FEAL isimli Sırbistan firmalarınca 2007 ve 2005 tarihlerinde bu sistemlerin zaten kullanıldığının tespit edildiği, başkaca firmalar tarafından uzunca bir süredir bilinen ve kullanılan bir sistem olduğu gerekçesiyle; asıl davanın ve birleşen davanın reddine, karşı davanın kabulüne, davacı -karşı davalı adına TPMK nezdinde tescilli TR 2010-00538 tescil nolu faydalı modelin hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine karar verilmiştir.


Karara karşı asıl ve birleşen dava davacıları-karşı dava davalısı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.


Bölge Adliye Mahkemesince alınan bilirkişi raporu ve yapılan yargılamaya göre, davacı adına tescilli davacının faydalı model belgesinin cam çıtalarına zaman, hassasiyet, montaj kolaylığı sağlanması ve görsel olarak göze hoş görünmesi teknik problemine çözüm getirmeyi amaçladığı, incelenen FEAL isimli Sırbistan firmasının kataloğundaki teknik çizim ve bilgilerden, katalogdaki cam yapılanmasının, davacının faydalı model belgesinin 1 nolu bağımsız istemi ve bağlı 2-4 numaralı istemlerindeki tüm unsurları içerdiği aynı teknik soruna aynı şekilde çözüm getirdiği, yenilik unsurunun bulunmadığı davacı faydalı model belgesinin 5 numaralı bağımlı isteminin ise “çıta gövdesinin montajlanmasının 45 derecelik açıyla yapılması ” özelliğini koruduğu, bu özelliğin ise usul içermesi nedeniyle, mülga 551 sayılı KHK’nın 155. madde gereğince faydalı modelle korunamayacağından hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, ilk derece mahkemesince, asıl davanın ve birleşen davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesinin sonuç itibarıyla yerinde olduğu gerekçesiyle davacı-birleşen davanın davacısı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, birleşen davanın davalısı vekilinin reddedilen birleşen dava yönünden istinaf talebinin haklı olduğu, davacı vekilinin birleşen davada davasını ıslah ederek, maddi tazminat talebini 26.511,53 TL’ya yükselttiği, karar tarihi itibariyle maddi tazminat yönünden 3.181,38 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, birleşen davanın davalısı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, dairece bilirkişi incelemesi yapılmakla mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, asıl ve birleşen davanın reddine, karşı davanın kabulü ile davacı -karşı davalı adına TPMK nezdinde tescilli TR 2010-00538 tescil nolu faydalı modelin hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine, birleşen davada davalı lehine (3.181,38 TL nispi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinin altında kaldığından) karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 4.910,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.


Karara karşı asıl ve birleşen dava davacıları- karşı dava davalısı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.

Yargıtay Kararı


İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen dava davacıları- karşı dava davalısı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 133,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen dava davacıları- karşı dava davalısından alınmasına, 14/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay