“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.12.2017 tarih ve 2015/597 E. – 2017/989 K. sayılı kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 29.11.2018 tarih ve 2018/595 E. – 2018/1245 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 06.10.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı asil … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı, taraflar arasında aktedilen 07.04.2005 tarihli acentelik sözleşmesinden bir gün sonra sözleşmeye konu ve SMARTWİN ürününe ilişkin faydalı modeli davalıya devrettiğini, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan … ‘in bu ürünün Avrupa Yakası Bölge Müdürlüğüne %50 ortak olmak istediğini, 750.000.-TL olan patent devir bedelinin 500.000.-TL’si kendisinin Avrupa Yakası Bölge Müdürlüğü yapması karşılığında bu müdürlüğün değeri olarak kesildiğini, … ‘in 250.000.-TL’lik kısmını teklif ederek bölge müdürlüğüne ortak olduğunu, davalının taraflar arasındaki acentelik sözleşmesini 02.04.2008 tarihinde haksız feshettiğini, davalının 07.04.2005 tarihli sözleşmenin konusu SMARTWİN ürününü Yaşarpen isimli bayiye sattığını, oysa bu ürünü satmaya sadece kendisinin yetkili olduğunu, eğer bunu bilecek olsaydı 750.000.-TL faydalı model devir bedelini nakit isteyeceğini ileri sürerek şimdilik 250.000.-TL maddi tazminat, 10.000.-TL manevi tazminat, 10.000.-TL portföy tazminatı olmak üzere 270.000.-TL’nin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, faydalı model devir bedelinin 750.000.-TL olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, noterde düzenlenen faydalı model devir sözleşmesinde devir bedelinin açıkça gösterildiğini, davacının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediği için sözleşmenin feshedildiğini, tek satıcı vasfını taşımadığını, dava dışı … ‘in ikrarının ancak kendisini bağlayacağını, bu kişinin beyan tarihi itibariyle müvekkili ile hiç bir bağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 08.04.2005 tarihinde faydalı model devir sözleşmesi imzalandığı, 25.05.2006 tarihinde davacının dava dışı … ile sözleşme yaptığı, 21.12.2006 tarihinde ise davacı ile dava dışı … arasında pvc profil distribütörlüğü için adi ortaklık sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasında yaşanan birtakım anlaşmazlıklar nedeniyle karşılıklı ihtarnameler gönderildiği, 02.04.2008 tarihinde davalının acentelik sözleşmesini feshettiği, sözleşmede yazılı olduğu üzere davacının faydalı model haklarını davalıya 5.000.- TL karşılığında devrettiği, noter huzurunda yapılan bu sözleşmenin aksinin davacı yanca ispatlanamadığı, taraflar arasındaki acentelik ilişkisinin faydalı model devri sözleşmesine konu edilmediği, her ne kadar … davalı şirketin yönetim kurulunda görev yapmış ise de davacı ile imzalanan sözleşmeyi davalı şirket adına değil şahsen yaptığı, dava dışı … ‘in İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/317 esas sayılı dosyasının duruşmasında patent devrinin 750.000.- TL’ye yapıldığına ilişkin beyanın davalı adına verildiğine dair bir delil olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Davacı, istinaf yoluna başvurmuştur.


Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda aşağıda belirtilen hususlar dışında bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre bu yöne ilişkin yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.


2- Dava, faydalı model belgesinin davalı şirkete devir bedeli karşılığında, davalı şirket tarafından davacıya verilen bölge satıcılığına ilişkin sözleşmenin haksız olarak feshinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemine ilişkindir.


Davacı … ile davalı Alfapen AŞ’yi temsilen şirket yönetim kurulu üyesi … arasında imzalanan 07.04.2005 tarihli adi yazılı sözleşmeden bir gün sonra, 08.04.2005 tarihli resmi devir belgesi ile 2001/02901 sayılı faydalı modelin 5.000.- TL karşılığında davalı şirkete devredildiği görülmektedir. Her ne kadar resmi yazılı sözleşmede faydalı model belgesinin 5.000 TL karşılığında davalı şirkete devredilmiş gösterilse de, esasen bir gün önceki 07.04.2005 tarihli sözleşmede açıkça, faydalı model belgesinin davalı şirkete devri karşılığında, davalı şirketin Marmara Bölgesi Avrupa Yakası satıcılık hakkının davacı …’a verildiği, bu hakkın sözleşmenin sona ereceği 11.10.2011 tarihine kadar devam edeceğinin taahhüt edildiği, ayrıca Alfapen’in mevcut ürünlerinden bir sefere mahsus 1 kamyon, faydalı model kullanılarak üretime geçilmesi halinde de bu üründen 2 kamyon ürünün ücretsiz olarak davacıya verilmesinin taahhüt edildiği anlaşıldığı halde, Mahkemece, davacı tarafın faydalı model belgesinin gerçek bedelinin 5.000 TL’den daha fazla olduğunu ispat edemediği gerekçesi doğru olmamıştır.


Olaya uygulanacak mülga 551 sayılı Patent KHK’nın 165.maddesindeki düzenlemeye istinaden, faydalı model belgeleri 10 yıl süreyle korunur. Somut olayda, davacıya ait faydalı model belgesinin davalı şirkete devri karşılığında, faydalı model belgesinin 10 yıllık koruma süresinin sonuna denk gelecek ölçüde sözleşme süresinin belirlendiği, ancak, faydalı model belgesinin davalıya devrinden sonra 02.04.2008 tarihli ihtarname ile sözleşmenin davalı şirket tarafından haksız olarak feshedildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, faydalı model belgesinin sözleşme süresince davalıya devredildiği dikkate alındığında sözleşmenin davalı taraflarca süresinden önce sonlandırılmasından sonra faydalı modelin davacıya tekrar iadesi ve sözleşmenin haksız feshi nedeniyle zarar ve ziyanının karşılanması gerekmekte olup, faydalı model belgesinin iadesi halinde, sözleşmenin sona erdirildiği 02.04.2008 tarihi ile faydalı model belgesinin 10 yıllık koruma süresinin sonuna kadar davacının faydalı modelden doğan hakkı kullanacağı tabiidir. Ancak, davalı şirketin devir aldığı faydalı model belgesinin, yıllık koruma ücretinin süresi içinde ödenmemesi nedeniyle 11.04.2006 tarihi itibariyle hükümden düştüğü ve bu sebeple de davacının sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem yönünden faydalı model belgesinin kalan koruma süresini kullanmaktan mahrum kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki 07.04.2005 tarihli sözleşme ile bu dosya davacısı ile davalı şirket adına bu sözleşmeye imza atan dava dışı … arasında görülen İstanbul 16.ATM’nin 2014/317-2015/1106 sayılı dosyadaki bilgi ve beyanlar da dikkate alınarak, faydalı model belgesinin gerçek devir bedelinin tespit olunarak, sözleşmenin süresinden önce ve haksız olarak davalı tarafça feshi nedeniyle davacının uğradığı zararın belirlenmesi, davacının gerçek zararının belirlenememesi halinde TBK’nın 50/2.maddesi uyarınca, mahkemece, olayların olağan akışı ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, hakkaniyete uygun bir miktarda tazminata hüküm olunması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle mümeyyiz davacı yararına bozulması gerekmiştir.


3-Davacı, sözleşmede kendisine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, sözleşmenin haksız feshedildiğini ileri sürerek portföy tazminatının da tahsilini istediği halde bu talep hakkında olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın portföy tazminatı istemi yönünden davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın bu yönden de davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07.10.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay