“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy(Kapatılan) 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/05/2016 tarih ve 2013/317-2016/70 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin asıl davada davalı-birleşen davada davacı Ezaş Ltd. Şti. vekili ve davalı Burak Alüminyum A.Ş. vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı-birleşen davalı vekili; müvekkili adına tescilli 2011/07581, 2011/07586 numaralı endüstriyel tasarım tescil belgelerinin bulunduğunu, bahse konu tasarımların, müvekkili ile davalı-birleşen davacı Ezaş Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişki çerçevesinde bu davalıya satıldığını, sonrasında davalı-birleşen davacı Ezaş Ltd. Şti. ‘nin talebi doğrultusunda diğer davalı Büro Dizayn Ltd. Şti.’ne satılarak ticari ilişkinin devam ettiğini, ilerleyen süreçte belirtilen davalıların alım yapmayı durdurduklarını, yapılan araştırma sonucunda davalı Burak A.Ş.’nin müvekkilinin tescilli tasarımlarıyla iltibasa neden olacak derecede benzer ürünler üreterek diğer davalılara sattığının tespit edildiğini, bu ürünlerin diğer davalılarca piyasaya sürülmek suretiyle satışının yapıldığını, müvekkilinin anılan tasarımlarından doğan haklarına tecavüz edildiğini ileri sürerek müvekkilinin tescilli tasarımlarına vaki tecavüzün tespitini, önlenerek giderilmesini, maddi ve manevi zararlarını tazminini, tecavüz teşkil eden ürünlere ve üretim araçlarına el konulmasını, kararın ilanını talep ve dava etmiş, müvekkiline ait tasarımların yeni ve ayırt edici nitelikleri haiz olduğunu, davalı-birleşen davacı Ezaş Ltd. Şti.’nin sunduğu ürünlere göre farklılıklar içeriğini savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı-birleşen davacı Ezaş Ltd. Şti. vekili; davacı-birleşen davalıya ait tasarımların yeni ve ayırt edici nitelikte olmadığını, tasarıma konu ürünlerin dava dışı VISPLAY isimli Alman firmasının EPO nezdinde tescilli patentlerle aynı olduğunu, anılan ürünlerin uzun süreden bu yana üretildiğini, 2001 yılında bahse konu tasarımların kamuya sunulduğunu, davacı-karşı davalının faaliyet gösterdiği sektör nedeniyle bu durumu bildiğini, bu durumun bilgilenmiş kullanıcılarca fark edilebileceğini ileri sürerek davacı-birleşen davalıya ait 2011/07581 sayılı ve 2011/07586 (1,2,3,4,8,9,10) sayılı tasarımların hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiş, asıl davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı-birleşen davalı adına tescilli 2011/07581 numaralı tasarımın, Avrupa Patent ofisinde 10.04.2002 tarihinde tescilli patent ile bir kısım farklılıklarla beraber sisteminin ve tasarım yapısının benzer olduğu, bu benzerliğin karıştırılmaya neden olabileceği, anılan tasarımların davacı-birleşen davalı adına tescilden önce kamuya sunulduğu, yine davacı-birleşen davalı adına tescilli 2011/07586-(1,2,3,4,9 ve 10) numaralı tasarımların Avrupa Patent Ofisinde tescilli EP1 195 117 B1 numaralı patentlerdeki tasarımlarla biçim ve şekil itibariyle benzer olduğu, 2011/07586 numaralı tasarımın 8. numaralı tasarımı dışındaki 1,2,3,4,9 ve 10 numaralı tasarımların başvuru tarihinde önce kamuya sunulduğundan hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, asıl davada 2011/07581 numaralı tasarımın yeni ve ayırt edici olmaması nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verildiğinden, davalıların kullanımının 2011/07581 numaralı tasarım yönünden tasarımdan doğan haklara tecavüz niteliğinde olmadığı, 2011/07586 numaralı tasarımdaki 8 numaralı tasarımın ise yeni ve ayırt edici nitelikte olması sonucu hükümsüzlük talebinin reddedilmesi nedeniyle davalıların anılan tasarım kapsamında iltibasa sebebiyet verecek nitelikte ürünleri üretmelerinin, dava-birleşen davalının tasarımdan doğan haklarına tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, davacı-birleşen davalı adına tescilli 2011/7586-(8) numaralı endüstriyel tasarıma vaki tecavüzünün tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, tecavüz suretiyle üretilen ürünlere, üretimde doğrudan kullanılan araçlara el konulmasına, maddi ve manevi tazminat taleplerinin miktar belirtilmemesi nedeniyle reddine, kararın ilanına, birleşen davanın kısmen kabulüne, davacı-birleşen davalı adına tescilli 2011/07581 numaralı ve 2011/7586 (1, 2, 3, 4, 9,10 ) numaralı endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.


Kararı, davalı-birleşen davacı Ezaş Ltd. Şti. vekili ve davalı Burak Alüminyum A.Ş. vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-) Asıl dava, endüstriyel tasarıma vaki tecavüzün tespiti, men’i, ref’i, maddi ve manevi tazminat talebine, birleşen dava ise endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü talebine ilişkindir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK’nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.


Somut olayda mahkemece, endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne yönelik talep bakımından, 04.05.2016 tarihli celsede verilen kısa kararda “…1-Karşı dava yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalı adına TPMK tescilli 2011/07581, 2011/7586 (1, 2, 3, 4, 5, 6, 7,9) nolu endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,..” şeklinde hüküm tesis edilmiş iken gerekçeli kararda aynı talep bakımından “…Birleşen dava yönünden -davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalı adına TPMK tescilli 2011/07581, 2011/7586 (1, 2, 3, 4, 9,10), (kısa kararda zuhulen 5, 6, 7 yazıldığı maddi hata niteliğinde olduğu ve düzeltilmiş olmakla) nolu endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,..” şeklinde hüküm kurulması suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt oluşturur şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın re’sen bozulması gerekmiştir.


2-) Bozma sebep şekline göre davalı-birleşen davacı Ezaş Ltd. Şti. vekilinin ve davalı Burak Alüminyum A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı-birleşen davacı Ezaş Ltd. Şti. vekilinin ve davalı Burak Alüminyum A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 11/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay